27 Kasım 2010 Cumartesi

Kısırımı yedim,bekliyorum..

Tostumu yemenin daha gülünç hali. Başlık bulamayınca insan böylesi saçmalamalar yapıyor.
Onca sınavdan yakınıyorum evet,ama gezmemden de nedense hiç ödün veremiyorum. Bloga hasret kalıyorum ama olucuk o kadar.. Napak?

Bugün Ahmetlerin evine gittik kızlarla+kuzenimle. Bir kısır günüydü. Emirlerde oturuyor. Vallahi Allahın unuttuğu yere konuşlanmış anacım ev. Cepa'nın önünden bindik bi Etimesgut arabasına. Muavinide uyardık Emirlerde bizi uyarın diye. Amanin o ne? Gidiyoz gidiyoz yol bitmiyo. Ben artık dellendim. Sonra o an bi ev gördüm ki görüş o görüş. Sandım ki o ahmetin evi. Yani hala inatla diretiyorum o ev aynı onun oturduğu evdendi.. Biz durdurduk arabayı bir hücumla. Oğlan diyor daha Emirlere gelmedik. Sinemde diyo evi görmüş iniyoz biz:D Bu kızın bugün aklı iyi değil benden demesi. Yardı beni gene. Onu da postun sonuna eklerim,napmış merak dalgası yaratayım.
Biz yürüyoruz derken Ahmet aradı.. Ben diyorum galiba senin evini gördüm ama emin de değilim. O bana kızıyor yanlış yerde inmişsiniz.Atlayın bir taksiye gelin diye. tamam iyi diyon hoş diyon da taksi boş geçmiyor ki.. En son artık bekle bekle olcak iş değil,bindik banliyöye. Para da vermedik. E 1 duraktan da almayıversinler. Ben cüzdanı çıkardım bekliyorum para verelim diye. Sinem de diyor,sok onu bir de para çıkarma diye :) bu kız böyledir..dediğim kadar var ama dimi. Cadı cadı.
Ordan eve geçtik. 2 hoşbeş. Sonra kısır. İnsanın gözü doymayınca olan gene düğe ve Tubişimin ellerine oldu. Onca kısır kaldı boşa. Çöp bayram edecek gerçi. 8 kişi için kişi başına 2şer bardak düğ koyunca yoğurması kolay olmuyor elbet. Pestili çıktı,kendinden geçti. Mert diyor terini silin kızın. Ahmet diyor ter o kısıra düşmeden tadını almam ben. Yazık yavrucumun sürmesi bile akmış ta ağız hizasına gelmiş. Nasıl boğuşuyorsa artık!
Biz en son dedik -sen kalk tamam gerisini biz yaparız,yemekten önce kendine bir çeki düzen ver :)
Afiyetle yedik. Bol kahkahalı ve lezzetli bir ortamın içindeydik.. Demleme çayımızı içtik sonrasında,bulaşıklardan sonra bir bel ameliyatı gerekti bana tabi..Bunu da yazmadan edemezdim.

Sonra dağıldık..Sırf Beytepe köprüsünde inmeyek,bir fatmagül faciası daha yaşamayak diye Cepadan gitcektik kampüse. Bekle bekle ego yok. 2 metreden öteyi göremeyen o sağlık abidesi gözlerimle ego gelcek mi diye bakınıyorum. Gelse zaten önümde durcak ne kasıyorum ki? Yoook efenim,olur mu? Ben bakınca sinyalleri alıyor ego şoförleri..Elifin gözü yollarda diyip geliyorlar. lafın özü,ego felan gelmedi.Servis bile geçmedi. 4 kişi bindik taksiye;sosyetik takılıyoruz olcek o kadar.
Böyle böyle olunca,elde kalan 40 TL ile 10 gün nasıl idare etmem gerektiği konusunda yeni bir dert daha ortaya çıkıyor. Taksimetre resmen her saniye para yedirdi bize,aynen hayatın her saniye bana yeni bir oyun oynadığı gibi. Ya sabır çekiyorum,notumu burda tamamlayıp,fonetik denen illeti ortaya atan o adamın ebesinin ellerinden öptüğümü belirttikten sonra,size ok bye diyorum :P

Sinemin yediği halt:Bugün City'den Bershka'yı aradı,montunu almak için.Kontörlü telefonu kullandı. Konuşma bitince ben hemen kapıya yürüyorum,tırnak kadar olan beynim o an uzaydan çekiyordu.Dünya'dan Elif'e misali..
Dur kızım parayı vercem diyince ha dedim,doğru.. Parayıda öyle bir fırlattı ki,yuvarlandı gitti. Adam bakakaldı felan. Bizimkisi diyo neyse ya. Hadi o zaman görüşürüz. Bi de adama baybay yapıyor. Anaaa! ben kaldım öyle. Sonradan idrak ettik,sen ne diye elin adamına baybay edip hadi görüşürüz dersin ki? Neden yani nedir amaç? Yarıldık,yırtındık,kırıldık,koptuk işte.. Ağzımı ayırdım ki -yani 120 kg insanı soksanız belki biraz daha zorlasanız 2.bi kişiye bile yer açılabilirdi. Öyleydi..Komikti..

4 yorum: