12 Kasım 2010 Cuma

Salı sallanır,Çarşamba çarşafa dolanır

Hakkaten benim için durum eksiksizcenek böyle. Salı günü beynime ediyorlar(birinin blogunda okudum ama patenti bana ait değil diye,hemen herkesten laf çalıyor olmayım diye kendi tabirimle kullandım ama onu da belirticem:beynimin ırzına geçtiler.)
Sabah 9 dan akşam 6 ya kadar bir insanın dersi olur mu? Valla da oluyor billa da. Şükredilecek bir yanı da yok ki.En yoğun dersler yani nasıl anlatsam,3 e kadar İf'in dersi artık bilmeyen düşünemez ama çok sevgili bölüm arkadaşlarım,biricik kaderdaşlarım halimi anlar. Devamlı yazı yazmak..dinlemek..ardından Fonetik dersine girmek ve tonton hocamızın ağız hareketlerine yırtılarak gülmek..bir yandan esnemek.aslında ders boyunca sayısız defa esnemek. Dersten çıkınca ağzı gözü yamulmak.Kafası şişmek. İşte kısacası salı günü benim için budur:beynine edilmek!
E bu haftaki çarşambayı da tarihe geçmek isterim. İyinin ve kötünün karışımı. 10 Kasım 2010.
Tabiki tarihi bir önemi de var ama benim kastım şudur ki:
Türkçeçi resmen sınavı bize geçirdi,ağzımıza sçtı. Allah onu bildiği gibi yapsın. Kahretsin,lanet olsun böyle sınava ya. Allah böyle sınavın belasını versin işte.yapsın bir şeyler..
Beddua etmeyim diyorum,ağzımı bozmayım diyorum,beceriyorum da biraz.Ama yok olmuyo bazen. Yiyorum,yutuyorum da,hazmetme kısmında tıkanıp kalıyorum. Sınavda o tek soru sorulunca dedim işte bir dersi senelerce tekrar etmek duygusu.. Şimdi başlıyor: Batı dilinin 13. yydan sonraki seyrini anlatınız. Böyleydi soru(belki bir iki kelime eksiktir,ama özünde bu yani olay.)
Abaaa:S Hayır yani sadece kompozisyon,yorum yapılcak bir soru bekleyince böyle soruyu duymak insanın adeta kulağını uğultadıyor,kalbi sıkışıyor,içi ılıyor..
Bakakaldım resmen,umudu hiç tükenmeyen ben gene polyanna oldum 2 saniyeliğine.Sandım ki şaka. Sandım ki soru değişir. Ama yok. Herif diyor ki iyidir iyidir,yapın. Süre yeter. Zaten resmen belirtti bizi sevmediğini,belamızı veriyor güya kendince,aklınca.. İşte böyle bir zihniyete,ayrımcılık yapmak gibi saçma sapan bir karaktersizlik abidesine doktora yaptırıyorlar. Keşke sınırlandırmaları yalnızca puan açısından olmasa şu akademisyenlerin. Hoca seçerken başka meziyetlerde arasalar:karakterli olmak,mütevazı olmak,ayrımcılık yapmamak,yapıyorsan belli etmemek gibi..hadi bizi yine sevme zaten beni hiç sevme de,soruları bari aynı sor. Ya tamam aynı da sormuyorsan aynı tarzda sor. Neyse böylesinin Allah cezasını inşallah gün gelir verir,başka da dicek tek sözüm o herife:Alma mazlumun ahını,çıkar aheste aheste! Şu denem bitsin,defolsun gitsin. Allahım tek dileğim şu: nolursun o dersten kalmayım,geçim yeter ya derece yapmak umrumda mı sanıyorsun:( lütfen geçeyim!
O günü öyle ayaklarım titreye titreye,kalbim sızlaya sızlaya atlattım.
Ondan sonracıma akşamında Sinem,ben ve Mert Bahçeli'de buluştuk. Dedik ne yiyek ne yiyek? Tabi ben,yani uyumlu insan ben her şeye varım dedim. Kfc de olur,pizza hutda.Balıkçıda olur.. Onlar ona yok diyor buna yok. Neyse gittik Karacaoğluna. İskender yedik bir güzel.Pek bir lezizdi azizim.
Sonra gittik Kızılay'a,girdik Bjk Store'a. Mert forma aldı arkadaşına hediye. Ordan Sinemin yoğun isteği üzerine fal baktırmaya gittik Ehl-i Keyfe. Kahve falı+tarot u didik didik ederek,tüm ikna yeteneğimizi kullanarak,ayağımız da alışsın maksadıyla 10 Tl ye indirdik. İçtik efenim,üzerine bozuk paramızı koyduk.Dileğimizi diledik.. Sonuç muhteşem. Yani falcının söyledikleri çok güzeldi. Biter bitmez geldim not defterime söylediklerini not aldım.. Ne söylediğini şimdi demicem ama. Siz meraklanmayın diye değil yahu.Büyüsü kaçar diye saçma sapan bir korku belki de..Batıl inanç. Estiriklilik..
2 hafta sonra yazarım:p
Not:Fincana bozuk para koyarken elinizdeki en küçüğü feda edin;zira nereye gittiğini bilemezsiniz :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder