29 Aralık 2010 Çarşamba

Blogu Özlemek..ÖZLEMEK

Kaç gündür nete giremediğim için yazacaklarım öyle birikti ki artık telefonumun taslaklarına kaydediyorum. Ama zamanında yazmayınca da tadı kalmıyomuş hissi vermiyor değil yani.

~Allahın dağında yaşamaktan olsa gerek (!),koskoca kampüste kaç gündür net yok ya. tamam 1 gün olmaz 2 gün olmaz yani. Artık resmen millet ders çalışmayı bırakmış,kütüphaneye koluna laptop çantasını takan geliyor. Ben de bu insan grubunda yer alıyorum tabikide. Yer bile yok,muhtemelen birazdan şarjım biteceği için tıpış tıpış o yurt odama,pislikten yerde pamukçuklar uçuşan o minik yuvama dönmek zorunda kalacağım.

Geçen kampüste,tam yemekhane-kütüphanenin kesiştiği yerde bir oğlan gördüm ama ne oğlan. Asla kişileri tercihinden dolayı yargılamam ama afalladım yani.Dumura uğradım öyle görünce onu. Ne cesaret dedim vallahi bravo! Hemen betimliyorum:
Beyaz spor bir ceketi geçirmiş üstüne.. Dar bir kot ve renkli spor ayakkabılar. değişik renkler ama fosfor yeşili tarzında.. pantolonun paçalarıda biraz sıkıştırılmış hani ayakkabılara. Tabi beni benden alan,o can alıcı nokta çantasıydı.. Ben kızım bende takıyorum,o da takıyo. Hani erkeklerinde takacağı spor tarz da felan değil. Bildiğiniz kokoş annelerimizin taktığı süslü püslü bildiğin kadın çantası yani.. Zaten o çocuğun öyle olduğunu önceden gördüğümde anlamıştımda.. o çanta da kopma noktasıydı.

~Tam 7 gün sonra Fonetik sınavımın olduğunu farkettim dün lavaboda.. ne hikmetse. Bir de bu aralar pek fazla komik videolara takar oldum. Azgın Deşka idi galiba..favorimsin helal. Kadın nasıl bir şeydir yahu 52 yaşına gelmiş,ateşinden bi gram eksilme kaybetmemiş mübarek. Haftada en az 2 bari olsun dedim diyo. Yalçın Abinin programına çıkmış onun pavyoncu kılıklı kocasıda kızım sevişiyoruz da sevişemiyoruz da. deniyoruz olmuyor işte..diyor. ne insanlar var diyorum.. Para için gerçi millet kendini satıyo bunu mu sorgulucaz. Face'nin yeni malları iki kardeş de var bide. Canım benim yeni öğrenmiş galiba çomak çekmeyi.İzmirin kızlarıı..bu çekiyo çomak.. Bir elinde de cımbızları.. Çocuk bu sefer ağzını gözünü yamultuyo. Abisinin hareketleri hele..kahkaha tufanı.
Ha bi de fonetik demişken son olarak şunu ekleyeyim: Hoca bana bir şey söyletmeye çalıştı. Doğrusu tam hatırlamıyorum ama öyle bir şeydi sanırsam.. Biraz bocalayınca bakıp bakıp MÖÖÖ yapıyo zaten :D Bana da dedi ki : Zekan kıt mı? üzüldüm.. ama öyle bir ciddiyet arz ediyordu ki o söz..hmm dedim.

~İletişim dersinde gene sınav olduk, gene Rocky yi izledik. Bu kez 4üncüsünü ama. Adrian baya yol kat etmiş.Aferin. Bir de çocukları olmuş bea. Filmde Ivan ve onun çaçaron karısından iğrendim tek kelimeyle. Gelelim sadede: Ivan mütemadiyen vuruyo ama Rocky de ne güç varmış hiçbir şeycik olmuyor adama.
Derste de Zümrütcüm şunu deyince koptum ben. -Bana bir tane vursa yeter.komadayım. Hem ben düşünce zaten kalkmaya da çalışmam bir daha vurcak diye.. Benim akıllı arkadaşım işte. Ayy canımcım ya ne komik söyledi ama.

~Geçen haftasonu da aldım Zümrütü,memlekete gittim.. annemlerle tanıştırdım. Fazlasıyla yedik içtik,azcık oranda da gezdik ve ders çalıştık. Abimde o aralar ne hastır mesaj atıyor -çok gezme.gözüm üstünde.. gibisinden. Bende dedim dur şunu bir arayım. Elifliğimi yaptım zaten o aramayla. Annemden aradım. Hiç aklımda işletmek yoktu. Çalmaya başlayınca dur dedim Zmrüte vereyim işletsin,eğlence çıksın bize de. Hemen uzattım Zmrüte. Konuşmaya başladı.
Z: Aloo Anıl.
A:Efendim
Z: Nasılsın? Ben Kaştan Zümrüt
A:Tanıyamadım pardon.. (aradaki her konuşmayı hatırlayamıyorum)

Sonra abim ama bu annemin numarası demesin mi? Vallahi dedi. Hay beynime edeyim ben. Ama kendime de kızmayım çok ya sonuçta amaç işletmek olsaydı baştan özele alırdım yani. O spontane geliştiği için öyle oluverdi gari..

~Öyle işte. Bugün de derse gitmedim. Hala yemek yemedim ve ne yemek istediğimi bilmiyorum. Ama bir süre çiğköfteye tövbeliyim. Dün dersi ektim gittim Bahçeliye 2 dürüm zıkkımlandım geldim. 3-4 saat civarı beni inanınki intiharı bile düşündürtecek bir karın ağrısına maruz kaldım. Tiksindim.
Akşama spagetti istiyorum bol domates+ketçaplı. Yanında çoban salatam ve cd lerden seçeceğim güzel bir film..
Biraz da mutluluk istiyorum. Hayatımın bu senesi nedense boka sarmakla fazla meşgul. Ben mi tad alamıyorum onu da sorgulamak lazım ama..Sanki bir şeyler eskiden daha yolundaydı.. Eskilerrr..eskiler. Ne olur geri gelin.Geri dönün. Mutluluk diliyorum. En çok dilediğim şey de bu aralar malum. Lütfen gerçekleşsin Allahım lüüütfen ya :S

12 Aralık 2010 Pazar

Beytepe'ye Kar Böyle Yağar

Hava durumu anında bir U dönüşü yapmış bulunmakta Ankara'da. İlk günden öyle bir kar yağdı ki,noluyo felan dedim ya feleğim şaştı. Diyorum sabah uyandığımda nasılsa erir. Ama yoook..Mütemadiyen yağıyor ya kara çıksam boyumu geçmiştir belki de.. Bir de siz bu karlı havada Beytepe'de yaşıyorsanız,vay halinize diyorum.Yazık. Ölmüşsünüzdür ve ağlayanınız yoktur mesela.
Her yer kar,bütün arkadaşlarım face'te kar fotoğrafları paylaşıyor,kardan adamlar.. Binbir çeşit resimleriyle face profillerini süslediler. Çıkıp kartopu oynuyorlar ve benim 1 metre kadar bile yürücek dermanım yok.. Adeta bir malak misali yatıyorum odada.. Başka da yaptığım bişey yok. Ha bide Gossip Girl'ün sonunda ilk sezonunu bitirebilcem.. Öyle bir geçer zaman ki ye dönüş yaptım ve bugün Emre Altuğ'un Sizi Seviyorum diye komik bi filmini izledim.. Odada benim için hayat bu. Yatmak+yemek+bilgisayar.
Otlaştım iyice. Ben de en kısa zaman da çıkcam kartopu oynucam,kardan adam yapıcam.. Sinem gelsin şu odadan dışarı çıkcam ve insan içine karışcam. Hayatım söndü laaayn Sineeeeem,nerdesin! :(
Ben de bissürü resim çekincem ve onları face'e koyucam! Benim ne'm eksik ya? Bir de Ayçişimle aramda kardan dolayı şöyle bir muhabbet geçti :
E: Sizin orda da kar var mı A ya? [A da Sabancıda kalıyo yani bi dipnot düşeyim]
A: Efoşş ben Ankaradayım yavrucum.(!)
E: E biliyorum bebeğim ben de zaten burdayım da malumun bizim bura dağ başı..
.......  

10 Aralık 2010 Cuma

Flaş Flaş Flaş!!

Şöyle öncelikle bi blog okuma hobimi faaliyete geçirdikten sonra, ve de şu koskoca özlemimi giderdikten sonra doğrusu,dedim ki bir şeyler yazayım,güncel tutayım şu IVIR ZIVIRımı. İyi demiş miyim? Bakicez.

Dün zoraki,binbir gayretle uyandığım Yazılı Anlatım dersi araya gitti,binevi oyuncak oldu. Ya gidip gitmesem mi diye düşünürken o lanet olası çok hafif uykum hemencik açılıveriyor. Ohoo nerde kaldı benim kime imza attırsam sorularım? veyahut gitsem mi? gitmesem nolcak sanki aman boşver derken bile içimde kurtçukların hareketlendiği stres torbam.
Gittik işte herneyse,bi sempozyum varmış zorunlu olarak katılcaktık her ne hikmetse.. yoklama bile alınıyor artık düşünün! Gittik orda ağaç gibi dikildik,bizim okulumuzun çok duyarlı öğrencileri tarafından çıkarılan kavgayı merakla izledim.
-ah,keşke lenslerimi taksam iyi göremiyorum (diyen ben.)
-gidip o rezil anları kameraya çeken (diğerleri)
Şöyle hokkalı bi dayak atmadılar ki birbirlerine izleyelim,zevk alalım felan. Zaten öğrencileri içeri almıyorlardı olay çıkartcakları için,malum konu siyasi görüşler felan fişmekan. Adam bas bas bağırıyor - sen benim okulumun etkinliğine beni nasıl almazsın ya ne hakla. Sonra bunlar başlıyo Akp vıttırı zıttırı. [Bu gibi şeylerle alakasız olduğum için,ne dediklerini inanın hatırlamıyorum.]

Neyse işte efenim,güvenlik binanın önünde duruyo. Bunlar da pes etmiyor bi durup yere oturuyorlar,bi bağırıyorlar,bi saldırıyorlar. çaprazdan arkadan önden derken yön şaşırmacası oldu bilenem.
Ya güvenliğe kıyamadım ben,cidden çok üzüldüm. Kolektiflere bişi dediğim yok ama,o güvenliğin vurma yetkisi yok. Yazık adamlar 3 kuruş için minik veletlerden dayak yediler resmen. Öğrenciler adamların şapkasını alıp gene adamlara vuruyorlar ya var mı böyle bi zihniyet!! Sen ne diye hem o adamları döversin hem de gidip darp raporu alcaz diye corruğunu koşarsın ki? Salaklar ne darp raporu. Bu ne pişkinlikse..
Ta ben çilazeden çıktım yeminle ya,yazık güvenlik zaten bunlara saldırmadı,saldıramıyo da.. birbirlerini uyarıyorlar vurmayın çocuklara diye. Ben olsam tutamazdım kendimi. Sonuçta ben güvenliğim? 2 dıttırı velet alcak benim şapkamla bana saldırcak,yumurtalar geliyo bekleyin dicek,ben sırf 2 kuruş ekmek parama susucam,öyle aval aval durcam dövsünler beni. Yok öyle.. Bak vallahi yazarken bile sinirlendim. Lanet olsun böyle düzene,böyle dünyaya..bu adaletsizliğe her şeyden önemlisi de. Neyse.

Bugün de çok muhterem hocamız sınavı bize geçirdi,canı sağolsun. Bitse diyorum,bitse de kurtulsam.
Ordan da çıktık Coşi Zmrt ben en son artık coşiye Play kart çıkartmaya gittik. Oğlan gitti portföy den kredi işlemlerini seçti. Dedim nörüyon kredi mi çekcen?
Oturduk bayana diyo ki : merhaba. 3 keez dedi kadın hala bakmadı dönüp. Biz zmrtle gümletiyoz kahkahaları yalnız. saldık resmen. En son coşi sıkıntısını dile getirebildi : Kredi kartı çıkartmak istiyormuş yapı krediden? Hmm. Çok ilginçtir ki aslında biz zaten Yapı Kredideyiz.
Dedim yok oğlum napcan sen ziraatten çıkar. Bu y.kredi şubesinden yapı kredi hesabına kredi kartı çıkartırsan olmaz ki? Çıkışta da dedim zaten ben de Ziraate gitcem bi Maximum kredi kartı çıkartırım diye (:P)
Oturmuş orda kadının dediğine de güvenmiyor,kafasına eseni yapıyor. Kadın diyor sen aşık mısın nesin? Bu başladı ya bizim bugün bi sınav vardı..çok zordu..biz ingilizce öğretmenliğinde okuyoruz da.. gramer sınavımız vardı..Hoca da çok zor sordu.. hala aklımı toparlayamadım... BLA BLA bla. İşin garibi hatun da bunu dinliyo ya :D Var mı böyle arıza bişey?
Allah sonumuzu hayır etsin diyorum..

6 Aralık 2010 Pazartesi

Nostaljik Duygular

Gene eskiye dönüşlerdeyim.. şu sözle giriş tam benlik diyebilirim :
''Sonsuz kareli bir film gibi yaşamım geçiyor belleğimden..Tekrar etmek duygusu her şeyi yeniden,yeniden..''
İnsanlar hep mi geriye dönmek ister bilmiyorum. Keşke yaşam yaşanarak anlaşılmasa.. Bir şeyler geçiyor ve geriye dönüş yok! Küçükken Sihirli Annem'i çok izlerdim ve hep sihrim olsun isterdim.. Ciddi ciddi isterdim yani,o kadar inanırdım ki.
Küçükken büyümek istersin,büyüdükçe küçülesin gelir. Ben her zaman geriyi özlemle ananlardan olucam.. Yaşadığım bugünler belki de çok iyi zamanlarım..Gelecek zamanlar da belki çok iyi olacak ama ben gene de hep özlicem biliyorum. Öyle esti,aklıma geldi:
Küçükken abim ve ben her gece yatmadan önce annemle babamı öperdik.Erinmeden..sıkılmadan.. Babamın iki yanaklarından öperdim mesela. O da aynı şekilde. annem dudağımdan öperdi:) Öyle alışmıştık..masumca. Gerçi zaten masum olmayıp ne olcaktı ki. Gereksiz bi laf oldu sanki:p Töbe yarebbim yahu.
İlkokuldayken de zorla erken yatırılırdık.Sonra abimle uyuyamazdık ve gizlice kalkıp yerde sürüne sürüne oturma odasına giderdik tv izleyelim diye.. Sürünüyoruz ve o odaya giriyoruz. Göt kadar oda zaten ille ki annemler görcek bizi. Çocuk aklı işte.. Bir şeyler daha kuvvetliydi sanki o zamanlar; masumiyet,sevgi,saygı,aile sıcaklığı,bağlılık..Aile kavramı belki de..
Ben orta okuldayken hala da öperdik ama ne zaman,ne şekil ve ne sebeple bu alışkanlığımız bitti bilmiyorum. Öyle durduk yere bikaç gün önce bu aklıma geldi.. Yeni idrak edebildim her nasılsa!
Çok özledim..annemi babamı uyumadan önce öpmeyi..daha küçük sorunlarla boğuşuyor olmayı..o odaya sırf biraz daha tv izleyebilmek için sürüne sürüne girmeyi. Eğer tek bi dilek hakkım olsaydı,dilerdim ki : Geriye dönebilelim.. ve o zamanların en iyi zamanlarımız olduğunu ya da hep özliceğimiz zamanlar olduğunu bilerek yaşayabilelim..
Evet,bunu gerçekten isterdim. Şu hayat denen şey üzerine kafa yormalıyım biraz da.. Mesela.

3 Aralık 2010 Cuma

Çocukken Alınan Yeni Ayakkabılar

Hep derim..Çocuk kalsaydık keşke diye. Büyümek ve gittikçe de bunun böyle devam edeceğini düşünmek kötü bir his.. insanın 19 yaşında olması bile yaş kompleksi yapabiliyor,inanın ! Mezun olmak yaklaşıyor(3 seneden fazla kaldı..) Üniversitenin azı gitti çoğu kaldı ve bu bende bazen geçim derdi yaratıyor. Keşke hep çocuk kalabilsem... bir şeylerin farkında olmasam.. daha masum olsam.. daha rahat ve daha mutlu olabilsem... Of allahım! Bir şeyler değişebilse veyahut geri alınabilse..
Halimden mutluyum gene,sadece çocuk olmak daha iyiydi. Neyse. Şu sebeple yazdım bunu:

Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde,ben çocukken yeni ayakkabı ve kıyafet almaya bayılırdım.. Kimseye hava atmazdım ama yeni şeyleri almak,giymek hoşuma giderdi.Heyecanlanırdım..ona bile gerçekten mutlu olurdum.
 Mutlaka yeni ayakkabılarım olurdu yetecek şekilde. Az alma gibi kısıtlamam olmadı. Durumumuz elverdi istediğimi almama. Annemle mesela,hep Yimpaşa giderdik. Çok ünlüydü o zamanlar,büyüktü,güzeldi. Alırdık ve ben hemen ertesi günü onu okulda giyerdim. Herkes hayırlı olsun derdi ve bide üstüne basılırdı. Bazende annem abimle beni lahmacun yemeye götürürdü. Adını tam hatırlayamıyorum ama Sultanlı bir şeydi. İçi hep aynalıydı ve ben öyle yerleri hep çok severdim. Orayı severdim. Sonra ora bi kapandı.. Büyüdükçe de bir şeyler çok değişti..değişiyor da. bazen iyi bazen kötü ve ben hep kötü yönlerini görüyorum.

Çocukken alınan yeni ayakkabı diyince aklımda en çok kalan kırmızı yazlık cırcırt ayakkabılarım kalmış.. Çok beğenmiştim. Onu tedavi görüyorken almıştı annem. Hatta sınıf öğretmenim bi derste bana yoğunlaştı,sohbet etti ve ayakkabılarımı çok beğendiğini söyledi..Bunu unutmadım. O benle konuştu ve bildiğinin farkındaydım.
Ben o sıralar 9 yaşındayım ve psikolojik tedavi görüyorum. Doğuştan bozuk çıkmışım bakın görün. Devamlı teneffüslerde camın önüne geçerdim ve dolu gözlerle dışarıyı izlerdim.. Aklım hep annem-babamdaydı ama. Onlar ölcek diye korkmaktan berbat bir dönem geçirdim. Ya ölürlerse diyordum. Ya ölseler napardım. Kafayı yemiştim yani öyle komik,basit bir şey değildi..Gerçekten berbattım ben.. Oysa annem yalnızca 34 ve babam o zamanlar 37 yaşındaydı. Beni bi psikiyatra götürdüler. Adı Engindi ve onu sevmiştim.. Bana mektup yazdırdı ve resim çizdirdi. Yazımı çok beğenmişti.Hatta bana dedi ki yazın çok güzel,benim de bi oğlum var ve senin gibi güzel yazamıyor. oğlu abimle yaşıttı.. Sonra o kadın kanser oldu,gitti.. Hala yaşıyor mu bilmiyorum.
Resimde bi ev çizmiştim çok iyi hatırlıyorum. Ve bana o evle ilgili sorular sordu. İçinde kimler var dediğinde çocuklar dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Yaşlarını sormuştu galiba,ne dedim bilemiyorum şimdi açıkçası. Ama hatırladıklarım bunlar. Giderdim yanına haftaiçileri okuldan sonra.. Konuşurduk,ne kadar süre gittim bilmiyorum. Ama bu sebepledir ki asla ilkokul yıllarıma dönmek istemezdim. Düşününce hep karanlık bir  çağrışım uyandırırdı bende. Her nasıldır ki bugün gerçekten,ilk kez o yıllara dönmek isterdim diyorum. Şu an evet gerçekten bunu istiyorum.. Lise yıllarım her zaman okul hayatımın favori zamanlarıydı. Ha çok mu iyiydi? Değildi ama hep sevdim lise ortamını,arkadaşları ve yaşadığım iyi kötü her şeyi,her insanı..
Kısacası büyümek bi dert.. 19 yaşım 3 ay sonra biticek ve bu rezil korku anamı ağlatıyor. Daha fazla oynamasın akrep+yelkovan yerlerinden.. Kısacası DURSUN ZAMAN!!!

Karışık bir günün Ardından

Vee sevgili blogcağızım. Dün beklenen gündü. Evet. Çok sayın sınıf arkadaşlarımızla planladığımız kaynaşma gezimizi yapmış bulunduk. Buraya uzun bir yazı çıkacak galiba,şimdiden uyarı sinyallerini size yollayım dedim :D
Planlananın aksine,rotamızı Gençlik Parkı yaptık.. Niyetimiz buz pateniydi ama batasıca havanın dün güzel olası tuttu. Gerçi her zaman derim ben uyumlu bir insan olduğum için(!) bana fark yapmaz.
10 küsür kişi vardık galiba..gittik şimdi bakınıyoz. biri diyor ben ona binmem biri diyor ben buna binmem. Anacım bizim sınıfın kızların hepsi mi korkak çıktı :D Adrenalinden ödleri kopuyor yani.. Bana da o Adrenalinmiş,Discoymuş,Asansörmüş felan çerez yani.. Ben diyorum ki bu nedir ya vallahi zevk bile almıyorum. Öylesine biniyorum. Yani insanlarda öyle bir intiba bıraktım:d çılgın girl !

Disco güzeldi.. Ya oturduk,arkadan koruma belime girince bir an nefessiz kaldım.. Sandım ki ölüyorum. Bu da varmış ahir ömrümde. Boğularak ölmek! Zaten orda coşinin o koca göbeğini ve o tuhaf dans hareketlerini gören gülmekten ölür. Bacağı ayrık bir şekilde oturuyoruz ve bizim gibi normal insanlarda önde biraz boşluk kalıyor. Ama coşide öyle bir göbek mevcutki,sağolsun aradaki boşluklara hemen bir el atıverdi. Bi baktım oğlan göbeği salıvermiş,koyvermiş.

Adrenaline bindik şimdi. Coşiyle ben yanyanayız. Memetle de Bilgin. B zaten o kadar korkuyordu ki binbir gazla oturttum onu oraya. En tepeye gelince de dedim kızım hayatının hatasını yaptın :P
Neyse biz bi yukarı bi aşağı dönüyoz direğin tepesinde. Ben bir an sustum. Coşiyle bunları kandırıyoruz. Coşkun diyor Elif elif noldu kızım bana bak. vuruyo sesliyor. ses telleri titreşimler yolluyor adeta. memetle bilgine koptum ya. bir korktular bir korktular. aşağı sesleniyolar durdurun,elife bir şey oldu felan diye. ay ben nasıl gülüyorum ama. Resmen 5 parmağım dudağımda tırtık izi bıraktı,zaten baktım bunlar aşağıya sesleniyor. durdurmasınlar diye içimden coşup gelen kahkahayı dışa patlattım. Çok kızdılar.. :D meğersem orda bağlı olmasalar beni dövceklermişti.

Orda ıvız zıvır bişilere bindikten sonra benim mekana [ Bahçeli] ye gittik.. Dedik ne yiyek ne yiyek? Pizza dediler. Tabi Bahçeliye gidipte Karacaoğlunda yemezsek olmazdı lakin,öğrenci adamız yani kasmasın dedik.. tuttuk Pizza Hut'a gittik. Şimdi şu yazıyı okuyanda Pizza Hut'ın ucuz mu ucuz,köhne bi yer olduğunu sanır. Orda da löp löp tıkındıktan sonra Adrenal 'e,yani şu çok övülen meşhur mekana gittik..
Ayağımı attığım adımla nasıl böyle bir mekana gelebiliriz diye sitemlere başladım. Göt kadar yer afedersiniz.
Ya yeminle popomu oynatcak yer yok.Bide geniş felanmış diyolardı,valla genişi öyleyse helal olsun :D Dardan kasıt nedir acep? Kısacası o mekan benden 10 üzerinden 2 aldı. Oda hoş garsonlar ve canlı müzik için. Zaten kalabalık gitmişiz. Adamların yarısıyla muhabbet dahi edemedim. Canlı müzikte söylenen şarkılar gayet hoşuma gitti ama. Ellerim alkış tutmaktan nasırlandı mesela. Ve bağırmaktan o güzide ses tonum ahenkini kaybetti..

Seni tanımayan yok bu şehirde
Yeter çek git güneşimden
Ya da beni bana bırak ne olur
Hiç bir şey beklemem ayrılırken..
Bu şarkı duygularımı yoğunlaştırdı işte tam da o anda. Direkt telefonu elime alıp sözleri kaydettim.İlk iş google dan bunu bulmak ve indirmekti çünkü..güzeldi.hüzünlüydü..

Sen geçerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüreğimden gizlice..
Gemiler başladığı zaman duygu selim coştu kısacası. Eskiler depreşti.Yani nasıl desem? Kötü değil. Yalnızca liseye bir yolculuk yaptım. kısa bir yolculuk :d en fazla 2 dk kadarcık.
Hey ayrılık bi vurgun değmeyin yaşlarıma
Benden selam söyleyin bütün aşklarıma..
..çaldı ve ben gene coştum.. ağzım gene yayıldı 1 metre açtım,yırttım.
Bide garsonların bize sipariş verdirtme çabaları çok duyarlı bir arkadaşımızı çıldırttı.. Bi atışma meydana gelince,pılımızı pırtımızı topladık. Döndük okula. Geldim ve günlerdir çıkamadığım aptalımsı ruh haline girdim. Gece 4 e kadar çeviri yaptım ve İngilizceyi küçümseyen insanların hepsine yuhlar ohalar çektim!


1 Aralık 2010 Çarşamba

Günün Bombası: FONETİK

Eğer İngilizce bölümündeyseniz, ve bir de böylesi rezil,iğrenç bir ders almak zorunda bırakıldıysanız, 19 yaşınızın içine edilmiş demektir. Ölmüşsünüzdür ve ağlayanınız yoktur mesela.
Fonetik nedir mi? Benim son bir kaç gündür uykularımı haram eyleyen,hayattan kopuklaştıran,netten uzaklaştıran,banyo yapmaya bile vakit bırakmadığı için kirleten,amacı dışına çıkılmış bir ders.. En sitemli şekilde özetlemek gerekirse eğer:)

Bugüne gelelim yeter diyordum,sınav oldu bitti.. Girdi resmen ama,kaldım diye saldım kendimi. Aman ya uykularımı bölcek,yüzümü sivilce bahçesi eylicek ne var? Lanet olsun tüm derslere.. Lanet olsun her şeyden önemlisi böyle bir sisteme!!

Şu an odamdan bunları yazıyorken derin bir oh çekmek isterdim.. Ve şu an yatağımda fosur fosur uyuyor olabilmek. Ama ne gezer ? Yarına çeviri yetiştirmem lazım,minik minik böyle şeyleri tecrübe etmek lazım. Çep harçlığını da yabana atmayalım.

Şu blogumu,blog okumayı ve bir şeyler yazmayı o kadar özledim ki.. Ama her şey,herkes bana karşı! Yarınıda atlatalım,sıkı bir dönüş yapacağım inşallah.
İyi akşamlar.. Kaçtım ben.