25 Ağustos 2010 Çarşamba

Evcilik Oyunu


İlk başladığında ilgimi oldukça çeken bir tv programı. En baştaki çiftleriyle,yani Kendi,Yiğit,Tuğçe Doras felan varken devamlı izlerdim.Hatta baya zevkli bulurdum. Çiftler arasındaki anlaşmazlıkları ya da olması/olmaması gerekenleri insanlara sunuyorlar güyaa!
Yeni çiftler katıldıkça programın suyunun çıktığına inanıyorum.Hatta bazı olaylar gerçekten çok saçma :
Evleniyorlar aileleriyle daha tanışmamış oluyorlar bile,birbirlerini hiç tanımıyolar.Adam diyo ki ailenin haberi var mı evlendiğimizden? İnsanlara bunları göstermeleri mantık dışı yani hiç mi düşünmüyolar anlamıyorum. En azından aileler biliyormuş gibi olsa,yada önceden birbirleriyle tanışmadıklarını belli etmeseler felan. Böylece izleyenlerin ders çıkarmasını sağlayacak durumlar daha fazla olur gibime geliyor. Kurguda eksiklik var!
Bugünlerde pek izlemediğim,ama gülmek isteyenler için önerceğim bir hale gelen bu yarışmada Eda ve Serdar çifti insanı gülmekten kırıp geçiriyor. Eda'nın geçen izlediğimde yalandan ağlayışı,o tavırları tam bi rezaletti ya:) 'Git şurdaaaaaan' diye çocuk gibi bağırıyor.Yahu madem ağlıcaksın bari azcık da olsa gözünü sulandır.İzleyenleri mal sanıyo bunlar:D Teknolojiden yoksun kalmışlar belli ki. Hiç yoktan göz yaşartıcı spreyler var.. Ya böyle sapır saçma şeyler oldukça nasıl reyting yapıyor olabildiklerine şaşıyorum!

Gizlidir Bütün Aşklar


İrlandalı yazar Maeve Binchy'nin güzelim kitaplarından birtanesi.. Valla 509 sayfa oku oku bitmedi;bayan hep uzun kitaplar yazıyo. Kitaba başladım ortasına kadar 2 haftada anca gelebildim:biraz benim canım istemedi biraz da kitabın başlarının akıcılıktan yoksun olmasıydı galiba etken:)

Ama yarısından sonra bağlanmaya başladım -ki zaten bu yazarın kitapları genelde hafif sıkıcı başlayıp akıcılığa dönüveriyor. Her zaman ki gibi aşk/macera idi konusu kitabın adından da anlarsınız ki. Kitap hakkında söyleyebileceğim ilginç pek bi edinimim olmadı ama sadakat konusunda oldukça canım sıkıldı.Şöyle :

Clare sırf David'in bebeğini doğurmak için okulunu bile bitiremiyor ve doğum sonrası her kadında olan fiziksel ve ruhsal problemleri yaşıyor,ama onu her nasılsa canından bile çok seven Davidciği gidip başka kadına aşık oluyor onunla gününü gün ediyor.. Clare öğrendiğinde umduğumdan daha metin oldu,ya ama ben sanki adam beni aldatmışçasına yıkıldım.Ciddi anlamda üzüldüm. Her evliliğin gidişatı bu mu olcak? gibi sorular beynimi yer oldu.İnsanı gerçekten güvensizliğe itiyor yahu. En beklemediğim insandan en beklemediğim şeyleri bu kitapta okuyunca kafam kurcalanır oldu.. :(
Not:Yine de,okunası bir kitap olur kendileri..

22 Ağustos 2010 Pazar

Yaşlanmak


Yaşlanmak istemiyoruuuum. Kendi geleceğimi düşününce biçimlendiremiyorum. Yani misal,mezun olduktan sonra çalışma hayatında kendimi hayal edemiyorum,evlilikte yada yaşlanınca vs. Koca bi boşluktayım.

Geçen gece şöyle bi durum oldu :

Sarişimle iftardan sonra onun serumu için hastaneye gittik. Nöbetçi hemşire bizi bi hasta odasına götürdü, bi de ne görelim bütün hastalar yaşlı malesef ki.

Ya bazıları çok çemkiriyo her şeye homurdanıyo felan ama bitanecik nineye içim gitti. Yatağında kıvrılmış sessizcenek yatıyo böyle minnacık,buruş buruş ama pek datluydu. Onu görünce çok üzüldüm. Şeker hastasıymış. 2 kızı vardı yanında refakatçi,ona bişeyler yedirip içirmeye çalışıyolar ama kadıncağızın canı istemiyomuş ki.. Onu öyle görünce depresyona girdim resmen üzüntüden,kendi geleceğimin böyle olmasından korktum ki öyle de olcak aksi düşünülemez! En azından ninenin kızlarını takdir ettim,sabırla ilgileniyolardı.. Kızının biri annesini gelip gelip öpüyodu ya of allahım. İnş çabucanak iyileşir..

Böyle işte. Bunları görüp görüp yaşamaktan soğuyo insan. Ve böyle oluncada ben direk gençliğimde yaşayabilceğim güzel şeyleri hayal ediyorum,bi parçacık tebessüm için .. :)

19 Ağustos 2010 Perşembe

101 Oynamak


Oynanası bir oyun yani:) Çok zevkli süper bişey bayılıyoruuuuum.

Kızlarla gece kurulduk başına,nerdeyse sabah 8 e kadar oynadık.Güldük eğlendik felan. Ayça oyunu biliyomuş zaten acemi bi eşim yoktu.Gerçi benim de ne kadar profesyonel olduğum tartışılır ama neyse. Bize taş gelmedikçe ben kuduruyorum herkes beni hırs manyağı yaptı ki alakası bile yok:p Biz kaybettikçe delü Sinem diyo ' bak elifin eli titremeye başladı bile' :)

O attığım taşı alıp alıp açtıkça yüzünü yamultasım geldi ya delirdim resmen. Şanslısınız diyorum,-şans bilenden yanadır- diyo çok bilirmiş gibi! Ama biz Ayçayla teşhisi koyduk:acemi şansı. Tuğbişin dikkatsizliğinden işleyen taş atması bize kazandırdı aslında:) Bizimde çok 4yüz yediğimiz oldu,hatta ben diyorum artık kesin kaybettik bunlar bizi deviriyo:) Sonuç hep aynı.Kim galip? Tabiki Ayça ve Elif. Yihuu :) Yılmak yok.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Pantul :)


Kısa boylu bir insan olduğum için bu durumdan dert yakınmayı kendime borç bildim:)

Ya neden bi mağazaya girince kendi boyuma uygun bir pantolon bulamam ki ben? Önce sürekli bişeyler denersin,sonra en beğendiğini giyersin geri bide boyu kesilcek diye ölçü alırlar.

İlle bide terziye boy kestirmek için mi para bayılcaz yani. Gerçi bazı mazağalar kendileri yolluyo ama bide onun için mağazaya tekrar gidiyosun pantolonu alıyosun felan. Beklemekte cabası..

Ha boyu kısa pantullar hiç mi yok? Var ama onlarda genelde defolu mal çıkıyolar. Yani Türkiyede yaşıyoruz efenim herkesin boyu dalyan değil ki.. İnsan biraz düşüneceek!

15 Ağustos 2010 Pazar

Böğürtlen


Böğürtlen, gülgiller (Rosaceae) familyasının Rubus cinsini oluşturan familyasından insan sağlığında önemli rolleri olan organik asitler,mineraller ve vitaminler bakımından çok zengin bir bitki türlerinin ortak adı.

Eveeeet,vikipedide böyle bir bilgiden yararlandıktan sonra kişisel tecrübeme gelelim:

Neredeyse 1 saat önce tadına bakmak gibi bir hata yaptığımı düşünüyorum. Fayda neresinde bilmiyorum ama tadında olmadığı kesin. Böyle mor renkli ekşininde ekşisi bişey. Azıcık bile şeker tadı alamadım,yüzüm bin buruş! hoşnut kalmadım kısacası.. Babam aynı zamanda bunun frambuğaz olduğunu iddia ediyor. Yabancı adıymış güya.Hiç sanmıyorum:)

Bide,böğürtlen böğürtürmüş efenim,neden? Çok dikenli bi bitkiymiş içine biri girerse çıkana kadar böğürürmüş. Hahaha! :D

Yeri gelmişken belirtelim,çünkü yerken aklıma geldi;bu faydalı bitkizadenin bide şarkısı bulunmakta :

Ben senin böğürtlenli reçelin Meleğin, bebeğin, herşeyin.. Hobaaa :D

Bir Fotoğrafa / N.Hikmet

...
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.

Tıkandığım o an,
elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.

Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.

Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.
Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan
'zamana bırakmak' değil,
'zamanla bırakmamak'tır..."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

İNGİLİZCE


3 yıl lisede bölümünde okuduğum,1 yıl hazırlığını gördüğüm ve önümüzdeki dört yıl daha hayatımı işgal edecek olan nankör dil ! Evet nankör çünkü fena halde unutmuş durumdayım.. Tekrar mı etcez ya durmadan ille? Evet etcez.. Kendisini unutmayagörün bir kez. Hıncını çok güzel alıveriyo sizden:)

Lise boyunca hep YDS için test usulü bi çalışmaya yöneldik. İyiydi hoştu, ne pratik var ne yazma ne dinleme.E tabiki konuşmayı da hiç saymayım.

Sonra sınavı kazandık geldik amma ne faydaaa. Hazırlıkta feci tökezledim,artık isyanlardaydım nerden kaldım ya diye.Strese girmiştim geçemezsem netcem ben,babamın dilinden kurtulamıcaaaam felan. Neyseki başladık derslere.Ben hiç oralı değilim zaten boş boş gidip geliyorum. 1.dönemi çöpe attııık.Geldik 2. döneme. İşte gittim geldim biraz daha aktifleştim,arkadaş bile buldum sınıftan o derece yani:p ( benim gibi birinin arkadaş bulamaması gerçekten kötü,kendime bile inanamadım bu sıcakkanlılıkla!)

Hep kitaptan gittik dinleme yaptık felan.Tabiki biraz yol katettim ama tam bi konu işlemediğimiz için her şeyi - her şeyden kastım konular- unutmuş durumdayım. Kendimden utanıyorum artık ya. Arkadaş bana reported speechi anlat dio,benim akıl gidio relative clause'a. Artık 'Tense'lerden bile bana hayır gelceğini sanmıyorum. Eğer bu dil hayatınızın bir parçası olacaksa,TEKRAR şart! Hiç öyle yağma yok.

I love my department :) veee bu yüzden çalışaceğimm,boşa harcamayaceğiimm,gelişeceğim! :D

Başımın Belası LENS




Nerdeyse 2 yıldır kullanmakta olduğum baş belası nesne. Hakkını yemeyim aslında,beni zor zamanlardan kurtardı. Şöyleki efenim:

Lise sondayken -2008/2009- tahtayı zor görebilmem sebebiyle doktora gittik. Doktorda herkese gözlük yazmakla ün yapmış biri. Baktı baktı,dedi 2 numara:D Şaşılmıcak gibi değil daha önce hiç gözlük kullanmamışım,başlangıç böyle olunca e üzülüyo insan. E dedi sana 1.5 vereyim,neyse çıktık gittik gözlük beğendim. Ondan sonracıma dersane vardı. Gözlüğü takıp gittim herkes diyo hayırlı olsun kaç numara felan. Bende söylüyorum biraz burukluk biraz da heyecan. Sanki gözlük takmanın nesi heyecan veriyosa!! Ah dertli başım bunu da sonradan anladım ne yazık ki..

Rahat rahat görüyodum koridoru,tabi biraz moronvari resimlerimde çekildi hemencik. Akşamında kuzenimgile gittik. Gözlük gözümü şişiriyodu ya da benim hüsnükuruntumdu bilemiceğim, fakat ben bir başladım pir başladım yani. Abartısız 1 saat ağladım,gözlük sebebiyle başlayıp başka sebeplere kayan bir zırlama vakası:)

Elif:Yaa benim artık gözüm görmiiiceeeeeeeeeek, ben hep böyle gözlük takcaaaaam,hiç eski halime gelemiceeeem,hiçbir şey eskisi gibi olmicaaaak, iiiiiii :(

Arıyorum arkadaşlarla konuşuyorum bi yandan ne çocukluktur ki,bi yandan kuzenim aval aval bakar oldu bana. Diyo ya sus ya da gider annemlere derim bak.. Ben bi yandan ağlayıp bi yandan gülme safhasına geçiş yaptım bu arada:)

Neyse artık babam geldi,noluyo dedi üzülme. Biraz kullan sonra göz numaran büyümesi durunca ameliyat olursun felan. Neyse ki ağlamayı atlattım ama o gözlüğü kullandığım 5 -6 gün bunalım takıldım. Kafayı bile yiyebilirdim.

Baktım olcak gibi değil,kafaya koydum ciddi ciddi lens alcam ben. Babam hayır dio,zararlı dio ama kim tutar beni heyyyo:)

Gittim kafama göre girdim iyi bir optiğe,verdim numaramı aldım lensimi,solüsyonumu. Hemencik takmayıda öğrendim yüksek yeteneğim sonucu. Bi ara renkli lense sardım tabi ben,ela yeşil mordu derken şu anki hevesim mor. Evet gayet doğal bi göz rengi :P

Neysee..O zaman bu zamandır kullanmaktayım kendilerini. Sağolsun can kurtaranım oldu ama hep böyle gitmez. İçten içe dert kaynağım. Çünkü:

-Göz sağlığı bu aman ha temiz olmak gerekiyo

-Rüzgara karşı çok hassas hemen kuruyo hissi veriyo,rahatsız edio

-Bazen göze batıyo,gözlerimin sanki bütün suyunu içine çekiyomuş gibi kupkuru kalıo,vs.

Bu yüzden korkar oldum,lensten kurtulmak istiyorum.
Ya lütfen büyümesi dursunda lazerle çizdireyim ya olcak gibi değil yoksam.. :(


11 Ağustos 2010 Çarşamba

Deniiiz


Denize girmek istiyorum. Geçen sene de giremedim ve bu yıl aşırı bi özlem duyuyorum:) O tuzlu iğrenç su ağzıma girsin onu bile özledim yahu.

Bu yaz abimin çabuk dönme durumundan dolayı 2 günlük bi Altınoluk kaçamağı yapalım dedik kuzenler olarak,emme velakin biricik teyzecim harikulade fikriyle bize engel olmayı başardı:)

Gerçi zaten Ozan abimde biraz oyunbozanlık yaptı. Bikaç yer bile aramıştık nerdeyse ayırt etme safhasındaydık ki teyzem - ne işiniz var sanki denizde gidin termal otelde havuza girin saunada bedava hem aynı şey- diyene kadar.. Herkes bi anda caydı felan. Bende hayal kırıklığımla başbaşayım tabi.

Yani termal oteldeki bi havuzla bildiğimiz tuzlu Ege denizinin aynı kefeye konması ilginç:) Tabi bu suya bakış açımızla alakalı olsa gerek..

Artık öyle bi yüzme arzum var ki rüyalarıma giriyo( ki pek fazla ve net olarak hatırlayamıyorum kendilerini)

Rüyamda denize gitmek için baya bi yol katediyoruz,bikini felan alıyorum.Tırmanıyoruz değişik biyerleri..Derken geliyoruz kumsala. Gidiyoruz kabinde bikiniyi giymeye. Bi bakıyorum bikini bana büyük:S Tüh diyorum giremicem. E ordada uyanıyorum.

Kısacası : Rüyada bile bana haram denize girmek !

NOT: Seneye eğer Osman beni ekmezse Aya Yorgiye gitmek istiyorum,gerçekten hevesliyim. Bekleyelim görelim bi kazık yicem mi :p