28 Eylül 2010 Salı

Araf

Mor ve Ötesi'nin bence mükemmel ötesi şarkısı. Çok beğeniyorum. Tabi burdaki kastım şu:
Araf:İslam dininde Cennet ve Cehennem arasındaki tepenin adıymış. Günah ve sevapları eşit olduğundan cennet ya da cehenneme giremeyenlerin bekletildikleri yer olarak bilinirmiş.
E ben bunu okuyunca kafam karışmadı değil hani. E bu durumda bu insanlar sonsuza kadar Araf'ta mı kalıyorlar? Yani ne sevaplarının faydasını görücekler ne de günahlarının bedelini vericekler. Wikipedia dan okudum ama benim sorumun cevabımı alabileceğim bir yazı bulamadım.İlginç!

Ankara

Veee işte 4 aylık hasret bitti,Ankara'ya geldim. Şu an yeni uyandım ve minik odamda bu yazıyı yazıyorum:)
Otobüse bindiğim an geri dönmekten vazgeçtim.Evimde annemin yanında kalmak istedim. Bir yanım burda olmak isterken bir yanım memleketimi istiyor.
Kampüs istediğim kadar yeşile bürünmemiş,sonbahar etkisinden olsa gerek.. Bide gelir gelmez nerde dümbelek var onu gördük. Zaten işe yarar adam bizi bulmaz ki :D Arkadaşlarımı da görüyorum ama yeni yeni,özlemişim çok!
Yorgunluktan ölebilirim her an! kollarım ağrıyor artık hamlamışım resmen;
Aştiye iner inmez kollarımda tonlarca ağırlığındaki valiz ve çantaları taşır buldum kendimi.Taksiye in bin,yurda gir. Gece idaresinden anahtarı almayı bekle. Eşyaları taşı,form doldur. Yemek ye derken en son odaya kendimizi attık.  3 küsür saat odayı yıkadık,sildik,toz aldık. E haliyle fazla dokundu bu işler bize.. Fena haldeyim fena.

Dün de gittik ders kaydını yapalım dedik fakülteden. Ey allahım! Ya kayıt bizim bölüm için ayın 29 unda,saati bile belli. Ama gel gör ki bazıları internetten yapabilmiş.. Akıl veremedim ben bu işe. Amacım zaten elden yapmaktı,netten hiç denemedim bile fakat her nasılsa yapan yapıyo valla :D
Önemi yok zaten sürem var,seçmeli derste olmadığı için dolma ihtimali 0 olsa gerek.
Birazdan da çıkıp bankadan yurt paramı yatırcam,dekontu teslim edip anahtarımı alcam. Sonrası Allah Kerim. Ama bi Kızılay yaparız gibime geliyor.En çok Kızılay burnumda tütüyor:)

26 Eylül 2010 Pazar

Hareket Vakti

Gitme vakti geldi çattı. 4 aydır bugünü bekliyordum bazen sabırla bazen isyanla.. Ama gel gör ki benim karışık ruh halim hemencik ortaya çıkıverdi..
Gitmek istemiyorum Ankara'ya. Daha doğrusu gitme hevesim şu  an kalktı benden..Burda annemlerle kalmaya devam etmek istiyorum bir süre. Ayrı kalcağımı düşününce üzüldüm ne bileyim. Aslında ilk kez ayrılmıcam bunları aştım artık alıştım ama,gitmesem iyi olurdu be.
Duygularımı ifade edemiyorum. Sadece hüzünlendim. Özlicem minik şehrimi,babanneme salatalık dilmeyi,annemi-babamı. Yatağımı,evimi,vs..

24 Eylül 2010 Cuma

Adil - Değil

Bazen hayatın hiç adil olmadığını düşündüğünüz olmuş mudur? Bence evet olmuştur çünkü ben bu sıralar bunu düşünür oldum..ve benim gibi bir çok insan vardır eminim ki.
Sizin için bir aşk bitmiştir,içiniz içinizi yiyordur neden diye? Düşünürsünüz,bir mantık ararsınız ya da bir şans. Ama karşınızdaki hiç üzülmez.Düşünmez bile,sorgulamaz. İki kişilik bir yaşanmışlıkta sadece tek kişi üzülür,bu adil değildir bence..Değmez galiba.
Ya da sizin için bir aşk bitmiştir,acıdan kalbiniz sıkışır,dünya başınıza yıkılmıştır. Başka birisi için yeni bir aşk başlıyodur. Kalbi pır pır ediyordur,içinde kelebekler uçuşuyordur felan..
Mesela ben belki şu an hayatımda yaşayabileceğim en kötü anımdayımdır,resmen bir ''dibe vurdum!! '' vakası yani. (misal diyorum)
Ama başka bir yerde(ülke,şehir,ev vs.) belki de bir insanın gelmiş geçmiş en güzel günüdür.
Sizin en sevdiğiniz ölmüştür,canınızı bundan daha fazlası yakamazken, o an başka birisi yeni doğmuş bir bebeğini sevmekle meşguldur.Bir hayat acıyla biterken yeni bir hayat umutla başlar.
Bunun gibi daha bir çok durum söz konusu tabi.Her insan aynı an içinde aynı şeyleri hissedemez tabi ki.. Ama insan öyle bir çıkmazın için de olur ki sorgulama başlar.Bunlar bir şeylerin adil olup olmadığıyla alakalı değildir belki de. Düzen mi böyle yani o zaman? Hmm!!

Kapıda Kalınca

Ben ve biricik süt kardeşim Osman,güzel ve fazlasıyla ama fazlasıyla keyifli bir akşamdan(mütemadiyen gülme krizleri)sonra vurduk kapıyı çıktık dışarı. E haliyle kapının arkasına bakamadık anahtar kaldı mı diye? Evet kalmış. Ama hiç gördüğümü felan hatırlamıyorum,o da hatırlamıyo.
Osman verdi anahtarını kitleyim kapıyı diye,sokuyorum olmuyor.Çevrilmiyor ki kitleyim!
Osmana devrettim işi,baktı dedi anahtar kaldı galiba:d Bir de o kadar doğal söylüyor ki.=yani sokakta kaldık dahası var mı bunun yahu?
Hemen Sunişi aradık,bize kızıyor oda veee bizde ona. Diyoruz sen ne diye anahtarı almazsın kapıya takarsın?
Neyseki çilingir numarası mevcuttu elimizde. Ama bu dikkatsizliğimiz sayesinde pratik bir bilgi edindik,hayır varmış derler ya her işte.Bunun hayrı neresinde? bir yeni bilgi'de:
Kola şişesini veyahut o tarz plastik düz bir şeyi kapının diline yerleştiriyorsun sürtüyorsun kapıyı aralamak için.. Ama onlar denediler denediler olmadı. Teyzem artık delikten tel toka sokuyor arkadaki anahtarı ittirmek için,ama ne çare¿
En son baktık olcak gibi değil,eniştem aradı çilingiri getirmeye gitti.. Baktık ki Suniş ve komşusu uzun çabalar sonucu açabildiler kapıyı -ki çilingir boşuna rahatsız edilmiş oldu..
1 saatlik uzun bir bekleyiş ve kapıyı açmak için gürültülü uğraşıya katlanmak zorunda kalışımız illa ki aklımızı başımıza getirmiştir diye düşünüyorum.

Gitti Saçlar

Kızlar bilindiği gibi saçlara genelde çok özen gösterirler:d Uzunluk,kısalık,renk,şekil vs.
Ben de her normal kız gibi görüntüde bir değişiklik istedim,ha biraz saçlarımı kısaltcaktım yani tek amacım buydu oysaki:s
Ama durumlar istediğiniz gibi gitmeyince benim gibi böyle kalırsınız yani o kadar ki duruma uygun sıfat dahi bulamıyorum.Kuaförü de suçlayamıyorum çünkü boyunu dediğim gibi aldı.. E devamınıda ona oranlayınca kaldım mı kel-baş gibi :)
Devamlı aynada kendime bakıp duruyorum. ' yakıştı Elif,değişiklik olur hem' felan diye teselli veriyorum kendime. Zaten kuaförden çıkar çıkmaz ilk işim jole almak oldu nedense artık:p
Ama aslında beğenenler oldu,çok hoş,çok tatlı gibi övgüler de almıyor değilim hani. Ya ama saç görünümde çok önemliii,o yüzden lütfen güzel görünsün,tatlı olmuş olsun lütfen! Ve hızla ama azıcık da olsa uzasın..

19 Eylül 2010 Pazar

Vee Mutlu Son

Çok fazla takipçisi olmadığım fakat takip ettiğim kadarıyla izlemekten zevk aldığım eğlenceli bir yarışma programı. Yarışmacılar kıyasıya bir mücadele halindeler daha doğrusu  -idi. Çünkü yarışma artık sonlandı.
Yurdum insanı izleyipte anlıyor muydu bilmiyorum ama orda İhsan kesinlikle hak etmiyodu ki buda sonuca yansıdı. İyi bir performans sergilemiştir elbette ki ama sinsiliğininde katkısı olsa gerek. Herkesi yönetiyor,akıl hocalığı yapıyor felan. Hele o Ertan yok mu o Ertan! Çok fena ya bi insan anca onun kadar yanar döner olabilirmiş diye düşünüyorum.Ama ne kadar yakışıklı olduğunu da söylemeden geçemicem. Yarışmanın renkli yarışmacısı Seda gerçekten dedikleri gibi o yarışmaya renk kattı - ki zaten videolarda da mevcut.
Gelelim dünkü muhteşem finale :
Merve ve İhsan'ın eşit şekilde sonuca vardığı düello sonrası,bir sms oylaması bir de ada konseyi oylaması yapıldı. Bu da izleyenlerin bir şeylerin ciddi anlamda farkında olduğunu gösterir:D ( yalnız Seda kadar ciddi anlamda kullanmadığıma dikkat çekerim)
Merveciğim hem sms oylamasında,hem de ada konseyinde dürüstlüğünden ve iyiliğinden dolayı hak görmüş bulundu. Gerçi ada konseyi 10 - 9 du yani aslında pek farkı yoktu ancak gene de İhsandan daha çok seviliyormuş ki 500 bin para ödülünü kopardı. Helal olsun ne diyim. Kız gerçekten haketti :) Yürüü Merve kim tutar seni :D

Tatlı Bebek

Bu minik bayan benim halamın kızı.Adıda Ecrin. Baya bi isim aradık bu hanımefendiye,en sonunda artık halam bu isimde karar kıldı. Hala keşke şunu koysaydın dediğim olmuyor değil hani. Herneyse.
Kendisi 8 aylık bir yer etti şu koca dünyada.E az da değil yani zaman su gibi akmış hey heyyyy. Kucağına alıyosun sonra bi ağırlaşıyor felan. Yanaklarını okşayınca gülümsüyo,kendi kendine oynuyo sesler çıkarıyo. Diyorum bu napıyo acaba ne düşünüyo ki:) O kadar şişko yanakları var ki sıkmamak elde değil. Geçen kendimi kaptırdım öyle bi sıkmışım ki bıraktıktan sonra inga'yı bastı küçük zilli.Ama görüntü gayet hoş :
Daha emekleyemiyor bile ama yuvarlanıyor kendi kendisine. Hele ki alttan 2 tane diş çıkmış yarım yamalak,ay bir bebek bu kadar mı tatlı olur o dişlerle. :) Kaşı,saçı pek yok ama çıkmasını dört gözle bekliyorum. Diyorum inşallah kıvırcık saçlı bi beybi olur.
Şöyle oturup inceliyorum da ne harika bir şey bu bebekler. İnsanı gerçekten meşgul ediyor,sıkıntını unutturuyor. Ya minnacık bir şey ama sen nasıl büyüdüğünü, o bit kadar bedeninin nasıl uzadığını anlamıyorsun bile..
Ha bide iyi yanları var diye aldanmamak lazım. Kusması hiç eksik olmuyor mesela. Ya bebekler neden bu kadar kusuyor merak ediyorum doğrusu. Bi araştırsam iyi olacak.
Lafın özü; beybiye mutluuu kocaman ama çok güzel bir hayat diliyorum. Unutmadan: Her şeyin başı sağlık ;)

12 Eylül 2010 Pazar

Offf !

Dertliyim kederliyim,her nedense ağlamam:p
Her şey üst üste gelir derlerya,hakkatende öyleymiş.Bunu artık defalarca tecrübe ettim;aksini söyleyeni öldürürüm!
Bir şeyleri içimde halletmek de bir yere kadar,bunalıyor insan. Hani bir derdin olur ama bir şekilde çıkış yolu bulursun. Bende o da yok. Başa gelen çekilir demişler. Ama ben istemiyorum artık ya. Öyle ki en yanlış zamanlarda en yanlış şeyleri yaşamak zorunda bırakılıyorum. İnancımı tüketmek istemiyorum. Derdime derman aranıyor acilen!!

9 Eylül 2010 Perşembe

Var mısın? YOKUM

Herkesin de bildiği gibi Var mısın Yok musun baya bi reyting yapan izlenesi bir yarışmadır. Acun Ilıcalı tarafından sunulan,en heyecanlı yerinde reklam vererek seyirciyi heyecandan öldüren zevkli tv programı :)
O kadar ki, bazen en sevdiğim dizi yayında olsa bile bu programı tercih edebiliyorum. Yarışan kişi için dua bile ediyorum,kendimi hakladımya. Onların heyecanına ortak oluyorum felan,yani sonradan parayı sanki benle mi paylaşıcaklar? Hayır. Ama olsun sevinsinler cancağızlarım. Orda oturup kutuları açtırmak baya zor bi durum galiba. Diğerleri için davulun sesi uzaktan hoş gelii tabi. Mesela Onur: herkese devam diyo ya var mı böyle bir şey? Tabloda 3 mavi bi 500.000 olsa bile devam et diyo bu nasıl bir risk almaktır sorarım kendisine. Zaten böyle açgözlülük yapanlar 1o Tlye kurban oluyolar. Bide Volkanımız var: O nasıl kibar konuşuyo öyle ya çok sevimli,candan bir insan. Ama herkesi yakıo olmaz ki Volkan cıkcıkcık! Artık adamın üstünden iddiaya giriyorlar kırmızı mı aççak diye:D Hatta ne kırmızısı? 500 bin. Bence yarışacak kişiler o gün için kutularını Volkan'a seçtirsinler,kara geçsinler..
Bide ben şu Hamdi Bey olayını çözemedim. Yani arıyo adam,dalga geçer gibi teklifler! Geçen Acun'da haşladı biraz: Neden düşürdünüz? Hiç gerek yoktu böyle bir şeye :) Yani Acuncuğum devreye giriyo her yerde.Hatta hiç çıkmıyo. Neyse,lafın özü: İzleyin,eğlenin !

Bayram Gelir

Bayram gelir ama hoş mu gelir boş mu gelir bilemedim şimdi. Ahh ah nerde o eski bayramlar diye başlayacağım şimdi,görende beni 60 ında felan sanır. Ben çocukken bi bayram alışverişi olurdu,yeni elbise almanın heyecanı vardı..Sabah erken kalkardık.Payram harçlığını pazarlık ederdik anne-babayla.Şeker yemeye bile can atardım.Baklavalar yapılırdı. Şimdi daha anlamsız her şey!
Hem bu aralar aynen şu ruh hali içindeyim : Canım sıkkın bu aralar,kendi dünyamın çaresizliği içinde dalıp gidiyorum.Aynen bu hesap benimkisi. Hiçbir şeyin tadı yok gibi. Üzgünüm artık iştahım bile kapanır gibi olduydu taa ki bügun açılana kadar.Açılmayasıca:D Süzüldüğümü hissediyorum. Belki de bu sürecin en iyi avantajı budur,tecrübe edinmek de cabası..Atlatıcam. Bayramıda olabildiğince yaşıcam.Sonra ver elini Ankara !

NOT: Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutlarım.Bayramlar da dahil her şeyin eski tadına dönmesi dileğiyle..

4 Eylül 2010 Cumartesi

Deli Et Beni

90lar poptan şaşmamak gerektiğinin ayrı bir kanıtı olduğunu düşünüyorum bu şarkının. Dinledikçe dinleyesim geliyor,öyle ki dünden beri başka bir şarkı dinlemedim. Sıkılmam:D
Duygularımı ifade edecek kelime bulamıyorum,kelimeler kifayetsiz kalıyo resmen:p
Aşırı bir mutlu modundayım,keyfimi hiçbir şey bozamaz,yani içim kıpır kıpır.Hobaa:D
E Harun Kolçak'tan kötü bir şarkı bestelemesini beklemezdim zaten,hem Emel Müftüoğlu'da coşturmuş o güzelim sesiyle.Çok başarılı bir şarkı ya o nakaratı beni bitiriyo. Mutluyum mutluuu:D

Hadi gir ruhuma sar beni
Çal fikrimi deli et beni
Fırtınalar kopar içimde
Unuttur bana kendimi

1 Eylül 2010 Çarşamba

Şans Yok Bende

NOT:Resimde göründüğü kadar değil,buna oha diyorum:) Ama artık bana bunun gibisi bile denk gelir,şaşmam.
Bayadır istediğim laptopcığıma dün kavuştum derken bugün ayrıldım. Daha bismillah ya doğru düzgün kullanamadım bile. Açtım güzelce yazıyorum felan,bi baktım yazılarımın arasına 6 rakamı sıkışıyor ya da sanki birileri devamlı 6 ya basıyormuş gibi seri halinde 6 oluyo:)
Örneğin:
Elif: b6aktım b6e6n 6666666666666666666666666666666666...gibi.
Backspace yapıyorum ama ne fayda? Bakıyorum tuşta bir sorun yok - en azından görünürde. Artık yazı yazmayı bıraktım bi ara, 6larla boğuşuyorum. Resmen savaş halindeydik ve ben kaybettim :(
E tabi gitti benim hevesim,burnumdan geldi yani.. Neden bozuk olur anlamam ki! Bugün gitti bilgisayarım;en kısa zamanda yenisi gelir inşallah diyerek noktalıyorum. (.)

İfade Verdiiim

Eveeet. Bide bunu yaşamış oldum şu ahir ömrümde :)
Annemin telefonu bariz nedenlerden dolayı dinleniyordu ve arayan kişiye geri dönmeyince olanlar oldu!
Nasıl mı? Ahmet cicim beni annemden çaldırmış;biz geri dönmeyince polis aramış onu,demiş -sen X bayanı aramışsın felan..İş uzamış derken Ahmetcim baya bi gecikmeli olarak ifadesini vermiş.Burdan çocuğun başına iş açtık ama kesinlikle şahsi bi suçlama yoktu yani. Adamlar bide sormuş 'şikayetin var mı' diye. Allahım yok bide olsaydı dimi ama.
Herneyse. Benimde adımı verince,bir gün evde oturuyorum telefon çaldı: Arayan bir polis memuru ki zaten beni arıyorlarmış.Sebep: bir olaya tanıklık etmişim.. Aaa:D Bu yüzden ifade vermeye gelmelisin dedi polis amca. Olay nedir diyorum bilinmiyo diyo (ya var mı böyle bişey) ya da ben yanlış anladım. Ay ben de meraklandım acaba bi cinayete felan mı tanık oldum diye,korktum!
Ondan sonraki gün gittim karakola,bana bi kağıt imzalattı adliyeye yolladı. Gittim,salı gel dediler.Hey yarabbim. Neyse efenim salı geldi.Gittim verdim ifadeyi. Ben de sanıyorum uzun sürcek,hemencik bitti kurtulduğumu umuyorum inşallah. Sorular sordu onayladım,anlattım. Bi kağıt imzaladım çıktım. Kapanmıştır inşallah muhabbet. Hayır yani ilgili sapıklar bulunacağına olan bize oluyo gidiyorum annemin kızı olarak ifade veriyorum.He ben işlettim,ben suçluyum itiraf ediyorum.Nihaha:D
Cıkcık yani.İşte yurdum insanı.. Çok görmüyorum ben onlara..