26 Ocak 2011 Çarşamba

Finals Finitoo

Ve finaller bittiğinde,beni alması gereken huzur hala yolda olmalı efenim,aksi halde çoktan bana varmış olmalıydı.. Herneyse. Bugünü ağzımdan burnumdan getiren Fonetikçiye,gene bir darbe vurduğu için teşekkürlerimi yollarım.

Herkes bir bir yuvaya göçüyor,ben de şu yerleri pamukçuklanmış yurt odamda tintin blog giriyorum işte. Yeri bile yeni ayırttım,yarın dönüyorum memlekete.. Çoook özledim çoook,burnumda tütüyor :)

Demin açtım Those were the days my friend'i dinlerken Mary Hopkins'ten,lise hayatımı düşündüm.. Türlü türlü videolarımızı,resimlerimizi.. İyi-kötü(ama çoğunlukla iyi)zamanlarımızı düşündüm.
Those were the days my friend
We thought they'd never end..
derken aslında o günlerin biteceğini gayet iyi biliyorduk,ama bu kadar özleneceğini bilemedim ah bilemedim. Ya da tek özleyen ben miyim ki acep?
Şarkının sonlarına doğru şu sözler aksederken;
Just tonight I stood before the tavern
Nothing seemed the way it used to be
In the glass I saw a strange reflection
Was that lonely woman really me?
demek istemiyorum.. Gerçekten yalnız biri olarak hayatıma devam etmek istemiyorum ha bunu da diyeyim yani.
// Eski sevgiliye geri dönmek,sonunu bildiğin bir kitabı yeniden okumak gibidir.. -miş. Aynı şeyi yapmaktan zevk duyanlar ne dicek peki bakalım bu söze:) Babays muçuk.
E.E.K. 


19 Ocak 2011 Çarşamba

F*ck Gramer

Tekrar tekrar belirtiyorum ki İngilizce bölümünde okuyan bir vatandaş olarak,fonetik fonetik diye iyice dersi yerdim amma velakin ben bilememişim ne tür bir bok olduğunu bu Gramerin. Gayette iyi yapardım testlerde,sınavlarda. ELS'de bile yaparken,şu kahrolası Bağlamsal Dilbilgisi adı altında aldığımız dersten kalmayı becerdim.. Kendimi tebrik ediyorum. Ya dilciyim ve kaldım var mı böyle bir mantık? Anamı ağlattı adam ya. Böyle soru mu sorulur töbe yarebbim. Ha bende öyle bir zihniyetim ki,şöyle efenim:
70 alırsam C1 le geçebilcem ola ola,ve ben dün odaya geldim ne yaptım? Writing ve şu köpek gramere çalışmak yerine internete girdim!! Ve başka ne yaptım? Kitap okudum!! Üstüne üstük bir de uyudum. UYUDUM! Ve gene ben,bu kitabı sınavdan 15 dk önceye kadar açmadım. Ha açtım ne yaptım peki? Sadece konu başlıklarına baktım? Zaten Erasmusa başvuran ebem. Ben niye kasayım ki dimi?
Sonuç itibariyle ne oldu¿  Sınav bir güzel girdi afedersiniz. Hangi ucundan tutsam nafile.. Kendimi yırtsam ben bu dersi D1 bile yapamam. =60-64 / Geçme notu 65 olan bir okulda okumanın cezasını yaşamakla yükümlüyüm heyoo. Ulan yeminle sırf D2 olsunda sorumlu geçeyim diye dua etceğimi söyleseler küfür ederdim. Gramerden kalcan Elif deseler....................... (o boşluğu her türlü sakızla sündürebilirsiniz.)
Hoca koydu 2 asistanı. Ama ne asistan ey mübarek. Ha ne var kopya çektirseler? Bunlar nasıl okudu anacım ben anlamıyorum. Lanet gibi koca amfide,gözümü bönbön oynatamadım bile. Bi ara yakalanır gibi oldum, şşşşt tepkisiylen karşılaştım. Saf Coş'da bana Elif oku diyo. Karşıdan bi manyak bakıyo,çaprazımdan öbürüsü. E manyak çocuk ben ne halt etmeye dönüp sana söyleyeyim? Yok anlamıyor nerdeyse dürtecek sınavın ortasında,karının karşısında. E gülmeye başladım elimi gözümü kapadım. Coş ne dese beğenirsiniz? hocam arkadaş fenalaştı. Tabi herkes bana bakıyor,zaten kızarmıştım iyice etti ağzıma sağolsun. Ben tabi hebelehübele. Yok yaahıı.İyiyim ben iyi. Mecbur çıkmak zorunda kaldım. Aman zaten dursam daha fena.. Kısacası, Erasmus yalan oldu..Benim gözler doldu. Kırıldım yani çok. Bi mucize diliyorum gene,öss için dilediğim gibi? Olmaz böyük ihtimalle ama umut işte.. Genç tutkuların dadısıymış.. Bakıcez. Dua edin de D2 bari düşsün,geçeyim.. Nolur geçeyim artık saldım ben Erasmusmuş felan. Seneye bakaruk çaresine..Yeter ki ben bu adama düşmeyim. Allahım lütfen geçeyim. Amin :)
Dipnot: Vallahi de billahi de akıllandım hem, ben bilememişim. Bu dönem benim için bir deneme oldu.Aklım başımda gayri.

Alışamadım

Şu an Sibel Bilgiç'ten Alışamadım'ı dinlerken,aklıma geldi birden.. Eskiden şarkı yarışması vardı bayağı meşhur;Bayhanı vardı..Barışı,Aydanı felan vardı.. Bu şarkıyı da Evren söylemişti yanılmıyorsam. Birden eskiye döndüm. Zaten bu şarkıyı ne zaman duysam aklıma o kız gelir.. O zamanlar daha küçüktüm. Lisede değildim ama ortaokul muydu ilkokul mu hatırlayamadım. Özledim.. Gene,yine ..mütemadiyen özlüyorum zaten. Dün S'e dedimki:Ben eskiyi özlemeye mahkumum..Her zaman bi süre önceki zamanı özlemek kaderim.. Geçen senemin bile kıymeyitini bilememişim. Ki o zamanlarda daha eskiye gitmek isterdim ve biliyorum ki ilerleyen yıllarda da şu zamanlarımı bile özlicem. Şu sıralar durmadan youtube dan 90lar pop dinliyorum karışık olarak..yeni bir müzik keşfetmek için.Artık zamanı geldi kanımca.
Düşündüm ki,o zamanlar insan bilemiyor bir şeyleri.. İleriye dair güzel hayallerim hep olmuştur.(artık bıraktım çünkü düşünürsem ters etki yapıyor.vallahi) Aşk hayatım nasıl olacak bilemezdim.. Yaşayacağım iyi ya da kötü zamanların ne olacağını bilemezdim..Ne hatalar yapcam,kimler gelip kimler gitcek insan kestiremiyor haliyle. Yine bilemiyorum. 1 yıl önce ne haldeydim şimdi ne haldeyim mesela? En basitinden.. İstiyorum geriye dönüşü..Kocaman çoook istiyorum hemde. Şarkılar bana tuhaf hissettiriyor. Hem içim kıpır kıpır olurken bir yandan insanın kör olasıca boğazını düğümleyip koyuyor. Hayat işte diyecek kadar deneyimim yok ama,pff bilemedim..
İlerde ne halde olucam acep? Mesela bundan tam 1 yıl sonra şu anda şu saatte,nerde kiminle na yapıyor olucam? Düşününce merak etmekle beraber,iyi bir yerde iyi biriyle olmayı diliyorum :)

3 Ocak 2011 Pazartesi

5 Genç ve Bir Cüzdanın Hikayesi

Hayat bu; elbet vardır bir anlamı diye söze giriş yapmakta karar kılıyorum. Fonetik canavarından daha önceki yazılarımda bahsetmiştim zaten,ama tekrar belirteyim ki bu bir kısır döngü. Gene stresli bir hafta.. Hayır yani final haftamız bile değil.. sınav+ sunum hiçbir şey yok. Olan biten tek şey Fonetik sınavı ki daha ne olsun derim ben? Daha ne olsun!
Bıraktık artık dersi (zaten çalışa çalışa kör koydumya), düştük Tunalı yollarına. Ha bi Kızılay-Tunalı-Arjantin yapacakmış bizim oğlanlar.. Sinemle şeytana uyduk ve düştük yollara. Ben artık tiki kız oldum birilerinin tabiriyle. Neredeyse tuvalete bile çizme+tayt ikilisiyle gidiyorum. Haliyle Sinem de dün Tunalıya giderken altına çakma Abercrombie eşofmanı çekince höööps dedim ne oluyo? Hös yani Tunalıya Arjantine gidiyoruz. Odadan böyle çıkartmam seni dedim ama dişliye diş geçmiyo efenim. İtiraf ediyorum,utanmadı giydi o gri eşofmanı rezil kız. Bide bana waffle sözü vermişti halbukisim,ama yemedi..Yan çizdi. O yüzden günü Komagenecide sonlandırdık.
Velhasıl gelelim cüzdan hikayemize;
Biz Güvenparkın karşısı istikametinde yol alıyoruz. Özgür nerden gördüyse hemen bi cüzdan aldı yerden. Mekan:Lcw önü.
Hemen içini açtık,bir bayan cüzdanı. Numara felan yok,zaten biz de pek karıştırmadık. Sonra biz polis aramaya başladık yana yakıla. Bir de dün öyle bir soğuk ki,yüzüme üfürüyordu ayaz resmen yürüdükçe. Dedim bu yürüyüşün sonunda muhtemelen yüz felci felan geçiririm. Ama çok şükür şu an iyiyim :D Sivilce ve siyah noktaları+ akmış göz kalemini saymazsak.. Ki bunun günahını da soğuğa atmıycam.
Ulan yürü yürü bir polis olmaz mı? Arabası da geçmiyor. Lanet olası GTA Vice City'de bile bi bok yesen polis arkanda biti-bitiveriyor. Direğe çarp hemen siren sesleri.. Ama biz,bir cüzdan bulmuşuz. Allahın unuttuğu yere kadar yürüdük,en son birini bulduk yani. O da yalnızca duyarlılığımızdan ötürü teşekkür edip bizi sepetledi. Bari kadın geleydi de bi Waffle felan ısmarlayaydı yani.
Sonra Tunalıya kayınca,Arjantine gitme işini çıkmaz ayın bilmemnesine erteledik bakalım.. Dolandık,tekrar Kızılay'a geçtik,zıkkımlandık. İşportacıları didikleyip Sıhiyeye kadar yürüdük. Döndük. 19 milyonum var ayın 7 sine kadar. Onu da bankamatik vermiyor 20 den aşağı çekemezmişim :D Kaldık mı züğürt?

2 Ocak 2011 Pazar

Kınıyorum 33 Tantuni

Rezaletin daniskasıydı. Biz Bahçeli sokaklarında yana yakıla tantunici aramışız.. sonra bulduk bu mekanı. Ciğer Kebap&33 Tantuni mi ne böyle bir ismi vardı.. İçeri uzaktan şık bir mekana benzeyince bir duraksadık. Girsek mi girmesek mi? Amaaan dedik koy ver gitsin. Girdik en nihayetinde. İçeri süslü püslüydü ama koltukları ve rengini sevmedim. Canınızı da çektirmek gibi olmasın bir dürüm Tantuni sipariş ettim. Sinemde somun istedi,dürüm çok doyurucu olmaz dedi garson çünkü.. O öyle dedi ama bu kadar küçüğünü beklemiyordum. Bildiğimiz çiğköfte dürümü boyutlarında bir tantuni bekleyince gördüğünüz şu manzara beni oracıkta dumura uğrattı ki üşenmeyip resmini çekmişim :
Ben size şöyle söyleyeyim; bu boyut bir telefon büyüklüğünde.. İnanın! Ha tamam 2 ye katlanmış,boyu doğal olarak uzayınca büyüyor ama o kadar ince ve küçüktü kü,millet meğersem bunu yemek öncesi aperatif olarak alıyormuş. Ne bileyim¿ Yine de lezzetinden ötürü dilimi mühürlüyorum şu satırda..Bir de fiyatı tahminimden azdı.
Değineceğim başka bir konu da orda kendimi bi eziklenmiş hissetmem.. Biz öğrenciyiz,parasızız sandılar galiba. Yakıştıramadılar.  Kurban olsunlar bize. Hıh :P

Bu arada odamda,tam karşımda bir Amelie posteri var. sürekli bana bakıyor. Odanın bir ucuna da gitsem gözü üstümde.. Karşısında da dursam çaprazında da. Bu kız hiç sıkılmadan bana bakıyor adeta.
Şaka bir yana,neden fotoğraflar hangi açıda olursak olalım bize bakıyormuş hissini uyandırıyoruz kendimizde.. Bunu merak ediyorum..Araştıracağım.

Son olaraktan; YENİ YIL SİZLERE EN ÇOK MUTLULUK VERSİN..Sonra sağlık,aşk,para..
Benim en çok ilk 3üne ihtiyacım var.En çok!