7 Kasım 2010 Pazar

Tiyatro

'Fellik Eloş ve Zivil Sinem' bence bizim yeni sloganımız olmalı. Bugün de dışardaydık.. Soranlara da devamlı odadayım,hayat sıkıcı,rengi yok derim.. Allah çarpacak ya birgün,hadi hayırlısı..
Ahmetcimin doğum günü için Mısır Cafe'de pasta kestikten sonra İsmail ve mühendis arkadaşlarıyla Tunus'ta Şinasi Sahnesi'ne gittik trafik konulu bir oyun izlemek için.
Kültür patlaması yaşıyoruz,ayağımız alışsın dedik. Üniversiteye geldim,bi tiyatro da görmedim demeyek didik. Daha bunun operası,sergisi,klasik müzik konserleri var. Ohoooo. Tam bizlik ya öyle bir zevk alıyoruz ki,adeta bunun için yaratılmışçasına.
Oyun başlamış,fena da değildi,ünlü oyuncular da vardı. Ama öyle tatlı bir uyku bastırdı ki beni,dalıp gidecektim. Sinemle ikimize yaramıyor böyle şeyler ya. Biz işte optimuma gidelim,beytepe köprüsünde otostopçu muamelesi görelim felan. Bunlar keser bizi anca :P
Bi ara saldım kendimi zaten,aman Elif uyu gitsin dedim.Sonra da neyse para verdim,hem hazır ünlü oyuncu da bulmuşum sık dişini izle diye kendime öyle bir gaz vermişimki,alkış tutanların şahıydım. Ellerim bana mısın demedi ya öyle coşkulu bir alkış koyverdim. Helal olsun. Çıkınca da iki çiğköfte dürümü mideye afiyetle indirdim.
Bu arada,Fatmagül başlığı altında yazamadım ama dün alışverişte Mudo'da gördüğüm şu paçavra yüzünden orda resmen kaykılarak güldüm. E fotosunu çekmeden edemezdik. Biz bir kahkaha koyverdik ki sormayın gitsin. Yani adamlar da ne stil ne zevk varmış ya. Söyleyecek söz yok yani. Zaten milletin giydiğine,saçına takmışız kafayı. Nerde estirikli var,nerde turkuvaz dar pantolon giymiş GAY var bizi bulur. Durup durup gülüyoruz işte,sonra cezamızı çekiyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder