21 Haziran 2011 Salı

Anılar 1

Başlık bulmakta zorluk çekiyorum bazen,böyle genel bir şey yazıp numaralandırmak daha kolay geldi ne yalan söyliiim. Ben facebook'ta çok çevrimiçi takılan bir insan değilim,Allah etmeye bir çevrimiçi oldum burnumdan geldi yeminle. Herkes radarı takmış benim girmemi bekliyor herhalde..Onlara laf yetiştirmekten bu postu kaç saatte bitiririm Allah bilir. Şu an saat tam 23.56. 


Bugün Meloşumla eski okulumuzun önünden geçtik,8 yılımızın geçtiği İlköğretim Okulu. Keşke geriye dönebilsem dedi Meloş. Düşündüm,aslında benim geriye dönüş için özlemle andığım tek dönem Lisedir. Ama neden olmasın ki? En baştan başlardım her şeye. Ortaokula dönsem..Hatta ilkokula. Ben ilkokul yıllarımı düşününce aklımda hep boğazı düğümlü,ağlamak üzere olan kız çocuğu canlanır. Evet o benim. O kadar karanlık zamanlar mıydı bilmiyorum ama psikolojik tedavi felan görüşüm gelir aklıma. Bir de gidiş-dönüşler çok canımı yakardı. Adapte olamazdım. Tatil dönüşleri aklımda sadece boğazımın düğümlü oluşu olarak kalır. Hep ağlamaklı.. Atlatamamak birilerinin gidişini..kendi gidişimi..


Ortaokul desen,çok bir şey canlanmıyor kafamda. Lise sınavlarının telaşesi içindeydi herkes zaten. Aile sıcaklığını hatırladım ama şimdi bak :( Abim yanıbaşımdaydı. Beraber NFS oynardık,Sims yükletirdim ben ona zorla ve çok muhteşem sesimizle düet yapar kayda alırdık. Hey gidi günler heey. 


Lise..Ah o lise. Aslında hayatımın hiçbir döneminde lisede döktüğüm kadar göz yaşı dökmemişimdir ama en tatlı,kendimi bildiğim zamanlardı.. Daha sağlam mı bilmem ama daha doyurucu arkadaşlıklarım vardı bazı açılardan. Eğlenceli,gezen. Hissedilen minik kıpırtılar,kelebek uçuşmaları..ve sonucu olarak üstüne çektiğin acılar,kopamamak,çaresizlik. Ve belki de her şeye rağmen en en mutlu hissedebildiğin kavram. 


Sonra lise de bitti. Her şeyi bambaşka hayal ettiğin üniversiteye başladın. Çok hayalci yaklaşımlarla gidersin,arkadaşlıklardan tut şehir bile aslında senin için bir hayal kırıklığı olur genelde.En azından tam olarak beklediğini bulamazsın. Mesela ben Ankara'yı her zaman istedim,sevdim. Hala da seviyorum ama aradığımı bulamadım. Bu belki de bizim neyi aradığımızı tam olarak bilmeyişimizden de kaynaklanıyor olabilir. Herneyse. Sonuç olarak,elimde beni geriye götürecek bir zaman küresi olmadıktan sonra ben anca boş boş 'O zamana dönsem,şu olsa,bu olsa..' safsatalarıyla ortalarda dolanırım. Peh! 


Not: Saat tam 00.18 (!) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder