3 Aralık 2010 Cuma

Çocukken Alınan Yeni Ayakkabılar

Hep derim..Çocuk kalsaydık keşke diye. Büyümek ve gittikçe de bunun böyle devam edeceğini düşünmek kötü bir his.. insanın 19 yaşında olması bile yaş kompleksi yapabiliyor,inanın ! Mezun olmak yaklaşıyor(3 seneden fazla kaldı..) Üniversitenin azı gitti çoğu kaldı ve bu bende bazen geçim derdi yaratıyor. Keşke hep çocuk kalabilsem... bir şeylerin farkında olmasam.. daha masum olsam.. daha rahat ve daha mutlu olabilsem... Of allahım! Bir şeyler değişebilse veyahut geri alınabilse..
Halimden mutluyum gene,sadece çocuk olmak daha iyiydi. Neyse. Şu sebeple yazdım bunu:

Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde,ben çocukken yeni ayakkabı ve kıyafet almaya bayılırdım.. Kimseye hava atmazdım ama yeni şeyleri almak,giymek hoşuma giderdi.Heyecanlanırdım..ona bile gerçekten mutlu olurdum.
 Mutlaka yeni ayakkabılarım olurdu yetecek şekilde. Az alma gibi kısıtlamam olmadı. Durumumuz elverdi istediğimi almama. Annemle mesela,hep Yimpaşa giderdik. Çok ünlüydü o zamanlar,büyüktü,güzeldi. Alırdık ve ben hemen ertesi günü onu okulda giyerdim. Herkes hayırlı olsun derdi ve bide üstüne basılırdı. Bazende annem abimle beni lahmacun yemeye götürürdü. Adını tam hatırlayamıyorum ama Sultanlı bir şeydi. İçi hep aynalıydı ve ben öyle yerleri hep çok severdim. Orayı severdim. Sonra ora bi kapandı.. Büyüdükçe de bir şeyler çok değişti..değişiyor da. bazen iyi bazen kötü ve ben hep kötü yönlerini görüyorum.

Çocukken alınan yeni ayakkabı diyince aklımda en çok kalan kırmızı yazlık cırcırt ayakkabılarım kalmış.. Çok beğenmiştim. Onu tedavi görüyorken almıştı annem. Hatta sınıf öğretmenim bi derste bana yoğunlaştı,sohbet etti ve ayakkabılarımı çok beğendiğini söyledi..Bunu unutmadım. O benle konuştu ve bildiğinin farkındaydım.
Ben o sıralar 9 yaşındayım ve psikolojik tedavi görüyorum. Doğuştan bozuk çıkmışım bakın görün. Devamlı teneffüslerde camın önüne geçerdim ve dolu gözlerle dışarıyı izlerdim.. Aklım hep annem-babamdaydı ama. Onlar ölcek diye korkmaktan berbat bir dönem geçirdim. Ya ölürlerse diyordum. Ya ölseler napardım. Kafayı yemiştim yani öyle komik,basit bir şey değildi..Gerçekten berbattım ben.. Oysa annem yalnızca 34 ve babam o zamanlar 37 yaşındaydı. Beni bi psikiyatra götürdüler. Adı Engindi ve onu sevmiştim.. Bana mektup yazdırdı ve resim çizdirdi. Yazımı çok beğenmişti.Hatta bana dedi ki yazın çok güzel,benim de bi oğlum var ve senin gibi güzel yazamıyor. oğlu abimle yaşıttı.. Sonra o kadın kanser oldu,gitti.. Hala yaşıyor mu bilmiyorum.
Resimde bi ev çizmiştim çok iyi hatırlıyorum. Ve bana o evle ilgili sorular sordu. İçinde kimler var dediğinde çocuklar dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Yaşlarını sormuştu galiba,ne dedim bilemiyorum şimdi açıkçası. Ama hatırladıklarım bunlar. Giderdim yanına haftaiçileri okuldan sonra.. Konuşurduk,ne kadar süre gittim bilmiyorum. Ama bu sebepledir ki asla ilkokul yıllarıma dönmek istemezdim. Düşününce hep karanlık bir  çağrışım uyandırırdı bende. Her nasıldır ki bugün gerçekten,ilk kez o yıllara dönmek isterdim diyorum. Şu an evet gerçekten bunu istiyorum.. Lise yıllarım her zaman okul hayatımın favori zamanlarıydı. Ha çok mu iyiydi? Değildi ama hep sevdim lise ortamını,arkadaşları ve yaşadığım iyi kötü her şeyi,her insanı..
Kısacası büyümek bi dert.. 19 yaşım 3 ay sonra biticek ve bu rezil korku anamı ağlatıyor. Daha fazla oynamasın akrep+yelkovan yerlerinden.. Kısacası DURSUN ZAMAN!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder