16 Ocak 2012 Pazartesi

İnancım böyle kırılır işte.

Küçükken bi kitapta okumuştum. Bi Rus klasiğiydi yanlış hatırlamıyosam ''En şen şakrak insanlardır en çok acı çekenler'' diyor. O zaman tam kendime uygun bulmuştum bu cümleyi. Hem çok neşeli görünüyordum,herkes hala da böyle der,evet. Hem de çok acılı bir insanım sanırdım,birçok kişinin deneyiminin olmadığı tüm dünya dertleri benim üzerimdeymişçesine. Öyle sanırdım.
Bazen düşünüyorum da yaşadığım hayat tam da böyle mi olmalıydı? Belki bir şeyler senin elinde değildir tamam ama, ne bilim. Öyle işte. Anlatamıyorum.
Sen dersin ki ''sana bir şey olcak diye korkuyorum. Arıcaklar öldün dicekler diye korkuyorum''. Ama o bundan etkilenceğine,ben napıyorum böyle etrafımdakilere diye düşünüp içleneceğine yanına gelip sana kızıyor ''Seni mi utandırıyorum ben'' diye. Yuh. Sonra sen derdini anlatamadığına ayrı bir üzülürsün,tüm bu üzüntülerin ve lafların boşa gider ha bide. Böyle yani bu böyle. Değiştiremezsin. Anlamaz ki. Anlamadı ve sen anladın ki o anlamıcak.
En çokta, bunca yaşanana rağmen, hiçbir şeyin değişmeyeceğine iyice emin olduğum için üzgünüm. Cidden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder