20 Eylül 2013 Cuma

Köyceğiz'e yolum düşerse.

Köyceğiz'i liseden beri merak eder dururdum aslında, sebebi yok. Sonra 2009 YDS'de paragraflardan birisi Köyceğiz ile alakalıydı, derken üniversitede Köyceğizli bir arkadaşım oldu;Bigot. 
Gel zaman git zaman, bu yaz sonunda bir fırsat yarattık ve 5 günlüğüne oraya gittim. Çok güzel çok beğendim, genelde emekli kesim yaşıyormuş ama bana da hitap etti. Sevdim yani yaşanılası bir yer. Köyceğiz gölü zaten deniz gibi kocaman, kordonda yürüyorsun. Kenarında kafeler, açık havada göle karşı keyif çatıyorsun. Bigocuğun anneciği bana kendi yaptığı ahşap boyamalardan su kabağı hediye etti, ikili böyle çok tatlı bir süs eşyası olmuş. İlerideki evimde baş köşeme koycam. Son günümde de yine çok hoş bir takı kutusu hediye etti. Çok güzel el emekleri, bir an ben de özendim ahşap boyamaya. İlginç bir hobi olur aslında.
İlk gün Bigot bana Köyceğiz'i gezdirdi, tam fotoğraf çekmelik yerler. 
burası Köyceğiz kordonu. 
İkinci gün Bigotun ailesiyle Ekincik'e gittik yüzmeye, okeyimizi de aldık zaten günlerce deli gibi okey oynadık.
Ekincik Köyceğiz'e çok yakın, denizi de güzel. Minicik bir yer, masalar var böyle aynı zamanda piknik alanı gibi. 

Ekincik dönüşü, akşamına Bigot'un kardeşi Uğur bizi kokoreç yemeye götürdü. Yine göl kenarında, çok güzeldi hala tadı damağımda. 
Sonra biz her akşam Tuana diye bir kafe var Kordon'da, orada oturduk yedik içtik, midyeciden midye yedik, lokmacı teyzeden lokma aldık. 
Ertesi Gün yine Gökova diye bir yer var orası da tam bir doğa harikası, deniz manzarası süper. Önce bir teknede balık ekmek yedik bir güzel, sonra etrafı gezdik. Yüzmedik ama etrafı gezinip bir sürü fotoğraf çekindik. 
Ertesi gün de Bigot, anneciği ve ben üçümüz Köyceğiz'den tekne turuyla İztuzu Plajına gittik. Dalyan'dan geçtik, carettaları gördük. Ne diyordu kitabında Akgün Akova; "Akdeniz onlarsız hüzün deniz." Tekne turuyla geçtiğimiz manzara bir harikaydı, kralların mezarlarını gördük. Sultaniye'deki şifalı sulara uğradık. Kükürtlü havuzda yüzdük biraz da.
İztuzu plajı çok güzel, incecik kum taneleri. Bir yanı hala göl, bir yanı deniz. Denizde deli dalgalar var,zaten tüm eğlencesi de o dev-bebek dalgaları. 


Benim son günümden önce de Bigotların Ağla'daki yayla evlerine gittik. Yeşillikler arasında çok tatlı minik ahşap evleri var. Orada hayatın mutlaka bir bölümünü geçirmek lazım, huzur kaynağı. Verandada ağaçlara karşı oturucaksın, kahveni yudumlayıp kitabını okucaksın. Daha ne olsun ki?
Oradaki tüm zamanım gırgır şamatayla geçti. Ailesini çok sevdim, çok iyi anlaştık. Bigot ve kardeşiyle bolca dalga espri döndü, her şeye güldük. Gezdik. İleride tekrar olmasını dilediğim güpgüzel anılardan birisiydi benim için. 
Bu da yine Köyceğiz kordonundan bir kare, ben veda ederken bu güzel yere.. 

2 yorum:

  1. ancak bu kadar güzel anlatılırdı köyceğiz...memleketim... ellerine emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. :) Umutcum güldürdün beni gece gece. Sen memleketini şaşırdın galiba? Ama teşekkür ederim canım yine de.

    YanıtlaSil