21 Nisan 2012 Cumartesi

Hümas Zımpırtısı

Şu pislik yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Babam, sanırsınız çiftçi yani bitmiyo toprak sevdası, bana dedi ki Yenimahalle'ye gitcen bundan alcan. Beni afakanlar zaten basmış. Of dedim pof dedim ama var mı çare? Yok. Beytepe'den Sıhiye'ye kadar gittim egoyla. Ordan metro ile Yenimahalle. İndim neyse. Boş boş etrafa bakınıyorum. Amcalara soruyorum yok, teyzelere soruyorum bilmiyoruzlar felan. Ulan ben mi yaşıyorum orda? Nasıl bilmiyon! Yani bitmek bilmez azimle 10 kilometrelik İvedik cad. yazan tabelalara göre yürüdüm. Anam yürü bitmiyo yürü bitmio, en son Dövizci amcaya girdim, yani siz düşünün halimi. O da yazzık pek yardımsever çıktı. Korktum da hani bir an, beni dükkanda rehin alcak diye :)
Neyse işte beni bi dolmuşa bindirdi bunla gitcen diye. Bindim, dolmuşçu amcaya yol boyu anlatamadım derdimi. Yok ıı anlamıyo. Dedim tamam indir beni. Yok adam inat etti indirmiyo. Buralarda tek başına inilir mi kızım vs vs. Zaten adam da haklı yani, sanırsınız Ulus'un göbeğindeyim. İnsanlar laf atıyo, korna çalıyo. Tırstım bir an. Adama dedim yok ben burda incem, indir. En son peki dedi. İndim. Yürüyorum bön bön bakınıp. Sonracıma geldim ben Mebo Tarıma. Girdim içeri, adama dedim ki: ben Hümas alcam. Güldü. Kaç lt dedi? Neyse diğeri getirmeye gitti. Ben de adamla konuşmaya dalmışım, nerde okuyorsunlar vs. Adama dert yanıyorum ' ya beni babam yolladı zorla ya o kadar uğraştım ki, daha yakın bi şubeniz yokmu ya' felanlar. O ara ben yol mol da sordum, dedim yoook taksiye bincem zaten geberdim. Sanırsınız kuzenime kapris yapıyorum. Neyse işte öbürsü adam getirdi şişeyi, dedi napcan? Dedim iççem. Derdim yoktu 2 saattir yollardayım, iççem! Töbe yarebbim. Tabi böyle demedim ama napılır be bu sen ne diye bunu satıyon? Alla alla. Neyse aldım çıktım. Birazcık da taksici amcaya dert yandım. En son okuldaydım ama ben olmuşum pert. Gün boyu odadan çıkmadım, derse gitmedim. Bu da böyle bir maceramdı. Herneyse.

Bakınız nolmuş?

Bayağı verimsiz dönemlerden geçmekteyim efenim. Sanırsınız ki roman, şiir, her neyse işte sanki edebi bir şeyler yazıyormuşumcasına, ilham gelmiyo tıntınlarındayım. Uzun zaman olmuş. Yine, yine. Bayağı yoğunum demek sıktı, zaten tekrarlamak inandırıcılığını yitiriyor. 
2 gün önce evime geldim, e olmayan vakti zorla yarattım adeta. Arkadaşımdan rica ettim beni Aştiye bıraksın diye. Elimde hümaslar, valiz + annemin -sakın unutma- dediği saklama kapları. Bir elim de zaten incinik. Mecbur kaldım yardım istemeye. O da arabayla bırakmaya karar verdi, hala sorgulamaktayım iyi mi ettim diye? Neyse. 
Bindik arabaya, sapmamız gereken 2 yolu da sonradan farkedince bakın şunlar oldu: tee Gölbaşına kadar gittik. Otobüse yetişememe korkumu geçin, biz nerelere gidiyoz allasen oldum. Gittik işte Konya yolundan :D Sonra ordan saptık, tuttuk Aşti yolunu. Sonra gene dönemeci kaçırdık, Ulus yolundan Beşevler'e sapmayalım mı? Haydii buyuur. Dere tepe düz gittik, yolları aştık, lanet olası Aşti yolunu bulabildik. Ulaştığımızda Allahtan ki otobüse yetiştim. Geçen sene valizimi unutmuştum Aştide, bu yıl da odada malumunuz jet hızıyla toparlanırken bilgisayarımın şarj aletini unutup gelmişim. Şu an 7 dk.lık ömrü var. Babam beni otobüsten alıp sağ salim apartmanımızın önüne geldiğimizde, kendimi iyi ki unutmadım diye şükrettim. Zira Pollyanna damarlarımda :)